Başrollerini Seda Bakan ve Gürgen Öz’ün paylaştığı, hikayesini Kemal Kenan Ergen’in kaleme aldığı, yönetmen koltuğunda ise Türk sinema tarihinin efsane isimlerinden Aram Gülyüz’ün oturduğu “Zaman Makinesi 1973” filmi sinemaseverlerle buluştu.

Lüks bir arabası, lüks bir evi ve lüks bir hayatı olan Tolga, hayatı boyunca hiç çalışmamış, zengin, şımarık ve kendini beğenmiş bir adamdır. Zaman Makinesi 1973, Tolga’nın günümüzden geçmişe gidişini ve 1973 senesinde başına gelen olayları anlatan, eğlenceli, duygusal, yarı müzikal bir baba oğul hikâyesidir.

zaman-makinesi-i-2

Babası Ali Rıza’nın vefatı ile tüm servetin annesine bırakılması, Tolga’ya sadece ‘Anadol STC 16’ marka eski bir otomobilin kalması Tolga’yı kızdırır. Hemen arabaya atlayıp uzaklaşmak isteyen, sinirle ve küstahça içine düştüğü durumu eleştirmeye başlayan Tolga bir anda Anadol ile beraber kendisini gökyüzünde bulur. Araba havalanmış ve bir süre sonra bir plaja iniş yapmıştır. Geldiği bu yerde insanların üzerindeki eski püskü kıyafetler hiç ilgisini çekmemiş ve onu bir an önce araba tamircisi bulmaya yönlendirmiştir. Aracı plajdan alan ve tamirhanesine getiren Kadir Usta, kıyafetleri, konuşma şekli ve tuhaf hareketlerine bakarak Tolga’nın kaçık olduğunu düşünür.

Tamir parasını ödeyemeyen Tolga’ya Kadir Usta’nın çırağı olan Çiko acımış ve borç bitene kadar yanlarında çalışmasını teklif etmiştir. Yaşadıklarına anlam veremeyen Tolga, 1973 senesinde olduğunu anlayınca büyük bir şok yaşar. İyice delirdiği düşünülen Tolga ortada kalır ve yine Çiko ona acır bu sefer ailesinin itirazlarına rağmen onu evine alıp yardım etmeye çalışır.

zaman-makinesi-i-3

Günümüze geri dönmenin yollarını arayan bir yandan da tamirhane de çalışmaya başlayan Tolga huylarından vazgeçemez ve mahallenin güzel kızı Yasemin’den çok hoşlanır ancak aşk zannettiği şey sadece bir hevestir. Yasemin ablasını çok seven Çiko, Tolga’yı defalarca uyarır ve bu yaklaşımlarından vazgeçirmeye çalışır.