Yüzümüzün anatomik yapısı insanlarla olan sosyal etkileşimden tutun da özgüvenimizin oluşumuna kadar birçok noktada etkili olduğundan yüzyıllardır yüz güzelliğine dair tıbbi ve tıbbi olmayan birçok yöntem ve uygulama arayışları devam etmiştir. Bugün ise modern yüz estetik cerrahisi, problemlerin çözümü için son nokta olmuştur. Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Zekeriya Kul, yüz estetiği hakkında merak edilenleri anlattı.

Yüz denildiğinde oldukça kompleks bir yapıdan bahsediyoruz. Kemik iskeletten tutun da üstündeki kaslar, yumuşak dokular ve deriye kadar birçok katmanda yıllar içerisinde farklı düzeyde değişiklikler oluyor. Bu da yaşlı yüz patolojisinin oluşumuna yol açıyor. Elbette genetik faktörler, cilt tipi, güneşe maruz kalma, sigara, beslenme alışkanlıkları ve uyku düzeni gibi birçok faktör yaşlı yüz patolojisinin oluşumunun hızını etkilemektedir. Bu yüzden oluşumunda multifaktöriyel özelliklerin sorumlu olması hem de anatomik olarak çok karmaşık bir yapıya sahip olması yüz estetik cerrahisini diğer estetik ameliyatlardan farklı olarak daha zor kılıyor.

Yüzümüz, alın saç çizgimizden boyun bölgesine kadar alın, şakak, göz çevresi, orta yüz, alt yüz ve boyun bölgesi olarak farklı topografik bölgelerle değerlendirilir. Her bir bölgenin kendine ait özel anatomik yapısı ve dolayısıyla bu bölgelere ait estetik cerrahi operasyonların farklı teknikler ile gerçekleştirildiğini söylememiz gerekir. Bu her bölgeye ait ayrı cerrahi tekniklerin ortak özelliği ise aşağı yönde yer değiştirmiş yapıların tabanda yapıştıkları noktadan yeterince serbestleştirilip eski var oldukları noktaya taşınmalarıdır. Ameliyat sonucunun başarısını belirleyen en önemli faktör de cerrahın dokuları serbestleştirme becerisidir. Yüzümüzün mimik hareketlerinden sorumlu olan kaslar, Facial Sinir adı verilen yüz siniri tarafından uyarılır ve bu sinir dokular içerisinde bazı yerlerde yüzeysel bazı yerlerde derin seyir halindedir. Yüz germe operasyonunun temelini oluşturan serbestleştirme işlemini yaparken bu sinirin nerede ve hangi seviyede seyrettiğini detaylı olarak bilmek gerekir. Aksi takdirde operasyon sırasında bu sinir hasar görebilir.

Modern yüz germe cerrahisinin başladığı ilk yıllardan bugüne kadar cerrahların temkinli ve defansif yaklaşımı minimal cerrahi adı altında yetersiz ve tam etkinliğe sahip olmayan yöntemlerin doğmasına da neden olmuştur. Hatta yüz estetik cerrahisine ait komplikasyon korkusu cerrahi olmayan bazı iple askılama yöntemlerinin de tarif edilmesine yol açmıştır. Oysa fizik kuralları gereği aşağı yönde yer değiştirmiş bir yapının kalıcı ve efektif olarak yukarı yönde taşınması için taşınacak noktanın mobil, yukarı yönde taşınacak alanın ise sabit olması gerekir. Ancak iki dinamik noktanın kendi üstüne katlanmasının efektif bir sonuç doğurması beklenemez. Bu yüzden son yıllarda gittikçe popüler olan ip, askı vb. uygulamaların etkinliği hastalar tarafından sorgulanmaya başladı. Bu yüzden her geçen gün yüz germe ameliyatına olan ilgi daha da artıyor. Ameliyatsız yöntemler, çok hızlı iş-sosyal hayata dönüşe imkan tanıdığı için bugüne kadar tercih edilmiş olsa da doğru cerrahi teknik ile yapılan bir yüz germe ameliyatı, hızlı bir iyileşmenin yanı sıra etkili ve kalıcı bir sonuç elde etmemizi sağlayacaktır.