Dilimin müstehcen yanına aldırma, kalbim kan ağlıyor, bu söylediklerim sadece kandırma! Acılarını unutmanın birkaç yolu var. Ya içip içip uyuşarak sızıp bir yere düşeceksin, ya acıyı dindirecek bir ilaç içeceksin, ya canını daha çok acıtacak bir yerini keseceksin…


Düşündüm; kalbim bu kadar acırken daha fazla canımı yakacak neresini bulabilirim diye? Bulamadım!


Aklımın zaferine kandım, şimdi bu satırları yazmaktayım. Yoksa Beyoğlu’nda bir pasajda kafa çekerek de şu yıldızları öldürebilirdim.


Sana anlatacak ne çok şeyim vardı oysa, ne çok sözüm vardı, hepsini bir kalemde sildim. Ne anlatsam sana ulaşır, ne söylesem kalbinde bir damla gözyaşına sebep olabilir ki? Hepsi tuhaf bir iç çekiş!


Çok uzun zaman yaşadıklarımızı düşündüm. Düşündükçe kayboldum anılarda ve bizim anıların hiçbiri çıkışı bilmiyor içine dalınca… O yüzden hala seni seviyorum!


İşin kötüsü ne sana gelebiliyorum bu yalnız gecelerde, ne seni düşünmekten vazgeçebiliyorum. Sadece yalnızlığımla konuşuyorum, yalnızlığım zaten mateminde, cevap bile vermiyor ki; bütün cümlelerim sahipsiz kalıyor.


O yüzden bu gece yazmayı seçiyorum. Bildiğim kaç acı varsa içimde, kaç kahkaha, kaç sevişme varsa, hepsini sayıp sayıp denize atıyorum.


Yoksa Boğaz’da şarapçıların yanına diz çöküp, onların hikayesine sığınarak sızıp kalabilirdim ama her aşkın acısı nasılsa birbirini andırıyor.


Bu gece sana gelemiyorum, muhtemelen yarın da gelemeyeceğim ve sonraki günlerde de ama bir anlamı olacak hep seni sevmemin.


En azından senin için değerli olacak ve sen bugün de, en çok benim tarafımdan sevildiğini düşüneceksin; muhtemelen yarın da ve sonraki günlerde de! Ama ne fayda….


Candan Ünal


Yüksek Topuklar Aşk & İlişkiler Editörü


candan.unal@yuksektopuklar.net


Twitter: @candanunal


Facebook: www.facebook.com/candanunalaskveiliskiler


*Tüm hakları Yüksek Topuklar.net’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.