Harika bir Pazar gününden herkese merhaba! Yüksek Topuklar Pazar Terapisi’nde bu hafta, yaz yaklaşırken pek çoğumuzu telaşlandıran fazla kilo ve aşırı yeme konusunu işliyoruz. Uzman psikolog David Lieberman yorumuyla önce aç olmamıza rağmen neden yemek istediğimizi analiz edeceğiz, sonrasında buna çözüm önerileri sunacağız.

“Bir şeyin tadı güzelse mutlaka yemeliyim. Pastadan bir dilim daha yersem midemin rahatsız olacağını biliyorum ama yine de yiyorum. Baharatlı yemekler bana hiç iyi gelmiyor, hatta yedikten sonra saatlerce mide ağrısı çekeceğimi biliyorum ama yine de yiyorum. Acaba neden bana zarar vereceğini bildiğim yiyecekleri yemeye devam ediyor ve kilo alıyorum?”

Zaman zaman hepimiz bu şekilde davranır, sonra da kendimizi suçlarız. İşte bu yüzden, pek çok insan yemek yeme bozukluğu yaşayanlara tuhaf bir bakış açısıyla bakarlar. Çok şişman insanların tembel, disiplinsiz ve kendilerine saygısı olmayan insanlar olduklarını düşünürler. Yemek yiyemeyenlere ise hasta gözüyle bakılır ve tedavi görmeleri gerektiğine inanılır. Aşırı yemek yemeye de çok az yemek yemeye de olumsuz gözle bakmamızın nedeni yemek yemenin bir zevk olduğunu düşünmemizdir. Dolayısıyla, kendimizi bu zevkten mahrum etmenin hastalık olduğunu düşünürüz. Zevk, arzu edilen; acı ise kaçınılan bir şeydir.

Yeme isteği

Bazı insanlar acı ve zevk dengesini kuramazlar. Sizi hasta edeceğini ya da acı çekeceğinizi bile bile sürekli ve çok fazla yiyip içiyorsanız, ortada ciddi bir sorun var demektir. Kendinize ara sıra çok yemeyi hak ettiğinizi söylüyor ve daha sonra sıkıntı çekmeyeceğinizi ümit ediyorsunuz. Ama bilinçaltınızda çok daha fazlası var. Hayatınızın acılarla dolu olduğunu hissediyor ve nerede küçük bir zevk varsa elde etmek istiyorsunuz. Daha sonra yaşayacağınız acı ise sizin için önemsiz… Ne de olsa hayatınızın zaten acıyla dolu!

Geleceğinizden emin değilsiniz ve hazır imkânınız varken size zevk veren şeyleri değerlendirmek istiyorsunuz, bu yüzden yapacağınız diğer işleri hep erteliyorsunuz. Size acı verecek her şeyi erteliyorsunuz. Mesela dişçiye gitmemek için türlü bahaneler buluyorsunuz. Beklemenin ileride daha büyük soruna ve daha çok acıya neden olacağını biliyorsunuz ama buna aldırmıyorsunuz, çünkü ilgilendiren tek şey yaşadığın an.

Hiçbir sıkıntıya tahammül edemediğiniz için sorunlarınızın kendiliğinden düzelmesini bekliyorsunuz. Böyle düşünmenizin nedeni de hayatınızda daha fazla mutluluk olduğunda sıkıntılarınıza daha kolay katlanabileceğinize inanmanızdır. Ancak siz zevk, mutluluk peşinde koşarken hiçbir sorun kendiliğinden çözülmüyor. Bu arada hayatınızı ihmal ediyorsunuz ve böyle yapmakla hayatınızın kontrolünü kaybediyorsunuz. Aslında sizin istediğiniz de bu… Hayatınız tahammül edilemez bir hale geldiğinde ilaç ve alkol kullanabilir, hatta intihara kalkışabilirsiniz. Zamanla davranışınızın size zarar verdiğini fark ediyorsunuz ama böyle davranmaktan vazgeçmek yerine daha kararlı bir şekilde davranışınızı sürdürüyorsunuz. Çünkü böylesine ihmalkâr davrandığınız için kendinizi cezalandırmak istiyorsunuz.

Yeme isteği

Peki, nasıl çözümleyebilirsiniz?

Madem her şeyi erteliyorsunuz, yemek yemeyi de erteleyin: Midenize dokunacağını bildiğiniz veya aç olmadığınız halde yemeye kalktığınız yiyeceği yemeden önce biraz bekleyin. Yemek yedikten hemen sonra rahatsız olacağınızı, kilo alacağınızı düşünün. Şimdi alacağınız anlık zevk yerine saatlerce çekeceğiniz mide, baş ağrısı gibi fiziksel ağrılarla birlikte gereğinden fazla yediğiniz için yaşayacağınız suçluluk duygusunu düşünün. Sonra eğer mümkünse, canınızın çektiği ama size zarar verecek yiyeceği çöpe atın.

Haftalık bir yemek planı yapın: Bazen yiyeceğiniz yemekleri planlamak iştahınızı kontrol etmenizi sağlar. Seçtiğiniz yemeklerin çeşitli ve lezzetli olmalarına dikkat edin. Yemek hazırlarken her yemekten sadece yeterli miktarda koyun ve fazlasını hemen buzluğa kaldırın. Böyle yapmakla, yemek yeme isteğinize engel olamadığınızda dolaptan çıkardığınız yemeğin çözülmesini beklemek zorunda kalacaksınız.

Seçtiğiniz yemeği zevkle yiyin. Unutmayın ki yemek yemek sadece zevk değil ihtiyaçtır da! Bedeniniz için sağlıklı yemekler varken sizi hasta eden yemekleri yemek kendinizi daha kötü hissettirmez mi?

Yeme isteği

Yediklerinizi değiştirin: Duygusal nedenlerden dolayı yemek yiyor, abur cuburla mutlu oluyorsanız yediklerinizi değiştirerek sağlıklı beslenebilirsiniz:

Çikolata: Kendimizi yalnız, terk edilmiş hissediyorsak elimiz hemen çikolataya gider. Çünkü çikolatanın artırdığı mutluluk hormonu salgısı hepimize iyi gelir. Çikolata yerine muz yemeyi deneyebilirsiniz. Çünkü muz en çok mutluluk hormonu salgılatan meyvedir. Aynı zamanda da magnezyum ve kalsiyum içerir.

Puding: Yalnız ve mutsuz hissettiğimizde yemek istediklerimizden biri pudingdir. Onun yerine bir tabak sossuz makarna da sizi mutlu edecek, üstelik daha az kalori almanızı sağlayacaktır.

Tuzlu gıdalar: Stresliyken canımız tuzlu şeyler ister. Baskı altında olduğumuzun bir işareti de canımızın tuzlu besin istemesidir. Sakinleşmek ve tuz ihtiyacınızı karşılamak için fıstık atıştırabilirsiniz. Fıstık yiyerek ihtiyacımız olan omega yağlarından da almış oluruz. 

Patates Cipsi: Sert, gevrek ve ısırdığımızda gürültü çıkaran her türlü yiyecek öfkenin üstesinden gelmemizi sağlıyormuş! Öyleyse, cips yemek yerine salatalık, kereviz, havuç yemek hem sağlıklı beslenmemizi sağlayacak hem de öfkemizi yatıştıracaktır.

Kendinize yatırım yapın: Her gün, gelecekte size faydası olacak bir şey yapın. Bu, size ikram edilen pastayı yememek veya evinizi temizlemek olabilir. İngilizce öğrenmek veya bir zanaat kursuna gitmek olabilir. Eğer, geleceğinize yatırım yaparsanız bugün kendinizi iyi hissedersiniz. İlerisi için yaptıklarınız, bilinçaltınıza kendinizi sevdiğiniz ve gelecekte mutlu olacağınız mesajını gönderir. Böylece aşırı yemek yemek gibi anlık zevklere ihtiyacınız azalır.