İki ay boyunca, seni mutsuz eden, ölüm gibi diye tabir ettiğin bir ilişkiyi yürütmek için bu kadar uğraşan sensin. Bunu neden yaptın? Bu soruyu aslında bu yazıyı okuyan bütün kadınlara sormak istiyorum çünkü senin gibi çok kişi var.
Bir insan, içinde mutlu olmadığı bir ilişkiyi sürdürmek için niye kendini hırpalar? Kadınların, kendine kötü davranan, ilgilenmeyen, sorunlu adamlara bu kadar dayanmasının sebebi nedir? Sen de aynı şeyi yapmışsın. Adam zaten rengini belli etmiş. Kendin söylüyorsun, sen idare etmesen o ilişki yürümezmiş. Peki, neden devam ediyorsun? Ne olmasını umuyorsun? Belki bana kızacaksın ama bu konuda adama suç bulamam çünkü sen inatla yürütmeye uğraşmasan, ortada böyle bir ilişki olmayacak. Sen de şimdi ihanete uğradığın psikolojisini yaşamayacaksın.
Bu tarz sorunlu ilişkiler yaşayanların neredeyse tamamı bu cümleyi kurar: Sonradan öğrendim ki, beni aldatıyormuş! Ah benim güzel kardeşim, neden kendine bu kötülüğü yapıyorsun? Neden sana değer vermeyen, ilgilenmeyen, kötü davranan birinin peşinden inatla gidiyorsun?
Herkes kendi seçimlerinin sonuçlarını yaşar. Sen de bir seçim yapmışsın, doğru veya yanlış, üstelik bu seçimin konusunda da direnmişsin. Sonucun olumsuz olacağı baştan belliymiş ama sen inanmak istememişsin. Sonra dönüp diyorsun ki, artık kimseye güvenmiyorum! Diğer insanların bunda ne suçu var ki? Sen hesabı başkalarına ödetmek istiyorsun! Yanlış! Sen dönüp diyeceksin ki, ben seçimlerime güvenmiyorum.
Kaldı ki, aynı durum arkadaş seçiminde de geçerli! Yine seni dinlemeyen, senin için bir şey yapmayan bir ilişkide, kendini hırpalıyorsun. Dostluk öyle bir şey değildir. Dostluk bir alış veriştir. Her iki tarafında katılımıyla mümkündür. Zaman zaman ağırlık olaylara göre değişir ancak her iki insan da bu ilişkide eşit sevgi ve ilgiye sahiptir. Yani, arkadaş seçiminde yanlış ve inatla onu da sürdürüyorsun.
Herkes kendi hayatından sorumludur. Sen, yaptığın seçimlerin sonuçlarını üstüne almak istemiyorsun. Onlar kötü insanlar, yanlış insanlar ya da her neyse, peki ama senin orada ne işin var? Sonra, ben çok mutsuzum demek işe yaramıyor.
Öncelikle kendinle uzun bir sohbet edeceksin. Bu yaşadıklarından dersler çıkaracaksın ve en önemlisi asıl hatalının kendin olduğunu kabul edeceksin. Kendine değer vereceksin ve seveceksin. Bir daha seni gerçekten sevmeyen ve senin kadar karşısındakine değer vermeyen insanlarla birlikte olamamak için, bu aldığın dersleri kullanacaksın. Suçu dışarıda aramak yerine, gerçekten bu ilişkilere neden katlandığını ve neden yanlış tercihler yaptığını bulacaksın. Sonra atacaksın kendini sokağa, hayatın içine karışacaksın. Yeni dostlar, yeni aşklar bulacaksın. Bu defa daha az hata yapacaksın. Yine düşebilir, yine kanayabilirsin, önemli değil. Yaşam, acılarla olgunlaştırır insanı.
Sonunda düşe kalka bir yere ulaşacaksın. Ama ben mutsuzum, hayat da kötü, insanlar da kötü diyerek, kendini depresyona sokman, yine kendine zarar vermenden öteye geçmez. Hemen ayağa kalk, söylediklerimi yap, aklına ve ruhuna doğru olanları oturt, yeniden başla. Bir daha düş, bir daha kalk. Yenilmek, çekilmek yok! Yeni bir sayfa aç, yeniden başla. O zaman hayatın da sana güzel şeyler sunacağına emin olabilirsin.
Sevgilerimle
Candan Ünal
Yüksek Topuklar Aşk & İlişkiler Editörü
candan.unal@yuksektopuklar.net
CANDAN SOHBETLERE YAZMAK İÇİN BURAYA TIKLAYIN
Selam Candan Abla..
Ben 3 yıl boyunca birini sevdim. 2 ay çıktık ama o 2 ay ölüm gibiydi resmen, çok çabaladım, çok sabrettim ama o davranışlarıyla hareketleriyle konuşmalarıyla beni çok kırdı. Sonra öğrendim ki, benle beraberken eski sevgilisiyle de konuşuyormuş. Baktım artık kaldıramayacağım ayrıldım. Zaten 2 ay çıktıysak, o da benim çabam sayesindedir. O kadar yıprandım ki o 2 ayda.. Bu kadar çabamın sonucun hediyesi aldatılışım oldu. Ayrıldıktan sonra zorlu bir süreçten sonra onu unutmayı başardım ama artık sayesinde kimseye güvenemiyorum. Sanki birini beğenme hissim gitmiş gibi, nerdeyse 2 yıl olacak ama artık kimse ilgimi bile çekmiyor.. Neyse benim en yakın arkadaşımın sevgiliyle arasını ben yapmıştım. Onunla da çok yakın arkadaş olduk. Onlar ayrıldıktan sonrada arkadaşlığımız devam etti. Bir gün bana beni sevdiğini söyledi ve bana evlenme teklif etti. Ben ona sadece arkadaş olarak gördüğümü söyledim. 4 ay boyunca çok uğraştı sevdiğini bana kanıtlamak için ve defalarca tekliflerini sürdürdü (bu olayı sadece o ve ben biliyoruz)ama benden sürekli ret cevabını alınca üzülüyordu. Sonunda uğraşmayı bıraktı ve unutmaya çalışıyor.. Ama elimden başka bir şey gelmiyor. En sevdiğim arkadaşımdan birini ben üzmek istemezdim ama ona şans verme gibi bir durumum yok çünkü en yakın arkadaşımın eski sevgilisi.. Benim en yakın a1rkadaşım dediğim kızla çok yakın arkadaşız onu çok severim. Onun sorunlarıyla kendiminkilerden çok ilgilenirim, mutlu olduğunda kendim yaşamış gibi mutlu olurum ama ondan aynı şeyi görmüyorum. Benim bir sorunum olduğunda umursamıyor yada geçiştiriyor, konuyu döndürüp dolaştırıp yine kendi olayına getiriyor ve bütün gün onun olayını konuşuyoruz. Hep onun olayları, hep onun sorunları ve mutluluğu. Yanlış anlamayın benim kırıldığım olay, onun sorunlarıyla uğraşmak değil. Onun sorunlarıyla severek ve isteyerek ilgileniyorum. Her zaman da ilgilenirim ama ondan aynı şeyi görmüyorum. Bir sorunum olduğunda hep kendim hallediyorum maalesef.. Ben o ne karar verirse versin hep yanında olurum, onaylamasam bile hep destek olurum ama o onaylamadığı bir durum olduğunda asla yanımda olmaz. Aksine kötüleyip durur beni. İşte benim kırıldığım nokta bu… Onun her durumda yanında olurum olanağım olmasa bile ne yapar ne eder yalnız bırakmam onu ama o öyle değil.. Ama ben artık çok yoruldum, çok bunaldım. Her sabah mutsuz kalkıyorum. Bütün gün mutsuz geçiyor. Bir neden olmasa bile ama artık bundan çok sıkıldım eski neşeli halimi geri istiyorum ama bunu yapamıyorum.. Ne zaman bir şeyleri yoluna koymaya çalışsam, hep bir yerden patlak veriyor. Onu düzeltsem öbürü fışkırıyor, en kötüsü de her sorumda tek olmam.. Sizce nasıl mutlu olunur çünkü ben nasıl olacağımı bilmiyorum. Artık neşeli olmak istiyorum ama nasıl yapacağımı bilmiyorum. Bana yardım edin ne olur. Ne yapayım sizce bana akıl verin!