Bir sabah uyanırsınız ve hiç bir şey eskisi gibi değildir ya da başka bir söyleyişle, her şey yepyenidir. Sorunlarınız artık bambaşkadır. Sevinçleriniz bambaşka… Gündeminiz ise öncelikleriniz ile birlikte alt üsttür. “Kıymet”leriniz ve “kıymetli”leriniz değişmiştir.


Bir sabah uyanırsınız ve sanki bambaşka bir dünyadasınızdır. Herkes sanki yabancı, her olan alışılmadıktır. Oysa insanlar aynıdır… Sizin bakışınız değişmiştir. Bakan gözleriniz değişmiştir, bakılanlar aynı olsa da… Bambaşka bir dilde konuşur gibidir insanlar… Oysa konuşulan dil aynıdır da, sizin iç sesinizin dili değişmiştir. Kim yabancılaşmıştır? Siz mi? Onlar mı? Önemli mi?


“Akıp gitmek ne ola ki hayatta?” derseniz, işte budur… Bir nehirdesinizdir… Her gün yeni bir yerden geçersiniz. Arkanız gideceğiniz yöne dönük. Görmezsiniz nereye gittiğinizi. Geçtiğiniz her yer yenidir de, siz aynı mısınız ki? Her an yeni bir siz, yeni bir yerden geçer… Nehir ise aynı gibidir. Devamlıdır. Bir yerden başladı ve bir yere gidiyor. Akıp gidiyor… Gidiyor da… Aynı mıdır?


Her şey birden olur… Olan ve biten farklıdır. İşte o zamanlarda insan yabancılaşır ya her şeye… Kaybolmuş gibidir yabancı bir şehirde… Sanki tüm sokaklar çıkmaz gibidir… Oysa her sokağın bir çıkışı vardır. Ait hissetmez olana… Ya da bitene… Ait hissetmese de, olan olmaktadır aslında…


İşte o anlarda, teslim olmak lazım. Razı olmak… Olana, olup bitene teslimiyet. Zorlamamak lazım. Olmuyorsa olmuyordur… Ya da oluyorsa oluyordur… Tekliyorsa yolda, gidemiyordur ya da hızla koşuyorsa koşuyordur… Kabul etmek lazım. Sessizce geri çekilip kabul etmek… Direnç göstermemek…


İçinizden geçenlere rağmen, ya da içinizden hiç geçmemişlere rağmen; bazen durmak lazım. Durup kalmak… İnce bir acı da olsa içinizde… Acıya kocaman bir korku eşlik etse de… Duraklamak lazım. İsyanlar olsa da… Haykırmak isteseniz de ” Neden?” diye, ya da “ Yaşasın!” diye… Susmak lazım bazen…


Siz durunca hayat akmaya devam edecek elbette. Ama siz durunca, siz olanın dışına çıkınca birden olan her şey, yerine oturacak…


Çünkü en derinlerde aslında biliyorsunuz ki: Su akar, yolunu bulur.


NOT: Canım arkadaşım Beril’e tüm sevgimle…


Figen Bıyık