İnsanın bence ömründe belirli dönemleri var. Bazen insan sırılsıklam âşık olmaya meyilli, bazen dengeli ilişkiler yaşamaya, bazen de bir çiçekten diğerine uçmaya. Yani, bence herkes bir şekilde bu dönemleri deneyimliyor. Tercihi ile olmuyor bu aslında. O dönem doğası, ruhu neye meyilli ise öyle oluyor. Her dönem de sürmesi gereken kadar sürüp, sonra diğer döneme bırakıyor yerini.

İnsan yoruluyor hepsinde de. Sırılsıklam âşık olmak da çok yorucu, bir ilişkinin dengesini korumaya çalışmak da. Hele kısa kısa sekmek? Yoruluyor insan. Her yaşanılan dönemin kattıkları var tabii. Ama en çok umutsuzluk katıyor; eğer bir sonraki döneme yerini bırakacaksa. Evlilik ise, bu dönemlerin hepsinin ardından gelebiliyor. Ona göre de hikâye değişiyor aslında.

Kimisi, sırılsıklam aşk ya da hızlı ilişkiler dönemini yaşıyor doyasıya; ta ki dengeli döneme gelene kadar. Bu kişileri tanırsınız mutlaka. Yıllarca birçok kadın ya da erkekle olurlar düşünmeden. Cinsellik olmazsa olmazken hayatlarında, arada bazılarına tutunurlar. Ama sonra yine özlerine dönüp, vur patlasın çal oynasın devam ederler. Sonra bir an gelir. Genellikle kadınlarda 30-35, erkeklerde 40-45 yaşlarında. Çocuk yapmak için buldukları en düzgün kişi ile evlenirler. Soranlara “Âşık değilim” derler, değillerdir. Evlenince, eski sevgililerini ararlar bir bir. “Ben evlendim” diye haber verirler, bir kaza olmasın diye. Evliliklerini de sürdürürler güzelce. Çünkü dengeli ilişki döneminde hazır ve nazır bulunmaktadırlar.

Kimisinin sırılsıklam aşk dönemi öyle derin sürer ki, evlilik bunun arkasından geliverir. Eğer iki kişinin de dengeli ilişki dönemi paralel ya da nispeten eş zamanlı başlarsa o zaman evlilik sürer. Yok, başlamazsa, bildik hikâyeler yaşanıverir. Aldatmalar başlar belki bir taraftan, belki de kopuşlar. Sonra boşanmalar. Sonrası kim hangi dönemdeyse o dönemin gerektirdiğini yaşar. Daldan dala konmaksa dallara, yok aşk ise derinden, derinlere…

Kimisi ise hızlı ilişkiler içinde kaza ile âşık oluverir. O aşkı taşıyamaz bir süre. Sonra alışır o döneme. Dengelenmek için çok uğraşır. Onu da başarır ve evlenir. Bu belki de en sağlıklısıdır. Sindirerek, denge ile yaşanmıştır çünkü her süreç. Hiçbir döneme zorlama girilmez burada. Ama çaba sarf edilir. Doğal akış sürerken, eş zamanlı çaba da vardır. Çünkü gerçekten istemektedir. Gerçekten istek. Kafa karışık değildir. İstediği bellidir. Nettir.

Dönemler her kişide farklı sırayla, farklı uzunlukta yaşanır. Kişiye özeldir bu yolculuk. Her yolculukta olduğu gibi, bunda da insan çok şey öğrenir. Aslında son durakta akılda kalan sadece hoş anlar. Ağızda kalan hoş tatlar. Bazen özlemler.

Bir düşünün bakalım… Siz hangi döneminizdesiniz şu an?

Figen BIYIK – Yüksek Topuklar
figen@yuksektopuklar.net

Tüm Yazılarımı Okumak için Tıklayın!