Kim bilir ne iyilik etmişsin ki geçmiş yaşamında, benim sevgimle ödüllendirdi Tanrı seni… Yoksa böyle bir aşka çarpmak mümkün mü 2000’li yıllarda?

 

Seni severken kendimi koca bir okyanus gibi hissettim hep, hiç bitmeyecek kadar derin ve zengindi sularım. İçimde yüzerdi bin bir çeşidiyle balıklarım, bitkilerim, istiridyelerim, yosunlarım. Koca bir denizi bile kirletebildin ya, ne diyeyim ancak tebriklerimi sunarım.

 

Günahın da asaletini kirletmişsin sevgili, yoksa içinde saygı duyulacak çok anı vardı. Sana emanet edilen her şey gibi, kendi kalbini de kirlettin ya; beni en çok o ağlattı.

 

Hiçbiri sitem değil sözlerimin. Aşkımı kanımla yazmıştım, kelimeleri de sevdamla silerim ben. Her baba yiğidin harcı değildir, bu kadar seven kalbi bile öldürebilecek kusur bir cinayet. Senin açından övünmeye bu da değerdir elbet!

 

Senden kalan acıları bir sandığa koydum saklıyorum. Aklıma geliyor; erken saatte açan gülün üstündeki çiğ ile her gece bitiminde ağlarken imdadıma yetişen o ezan sesi. Şimdi hangi sabaha karşı ezan sesi duysam, Allah’a seni içimden alsın diye dua ediyorum.

 

Piramitlerin esrarı gibi, seni neden sevdiğim de geçmişten kalmış bir gizem. Ne ben çözebildim bunu, ne de var bir bilen….

 

Yüreğim öylesine yorgun ve tecrübeli ki; çıkardı ne varsa bildiği üstünden. Hayatla dalga geçer gibi, çırılçıplak yürüyor başıboş sokaklarda. Ve ne zaman bir ihanet sesi duysa, kanıyor hiç kapanmayan yarası derinden….

 

Candan Ünal

 

Yüksek Topuklar Aşk & İlişkiler Editörü

 

candan.unal@yuksektopuklar.net

 

Twitter: @candanunal

 

Facebook: www.facebook.com/candanunalaskveiliskiler

 

*Tüm hakları Yüksek Topuklar.net’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.