Ne yaşamak istiyordum, ne bekliyordum senden, neler hayal ediyordum ilişkimize dair, nasıl olmak istiyordum? Evimizin her köşesine kokunu bırakmanı, dokunuşlarınla beni güzelleştirmeni, bacaklarımdaki ağrıyla yürürken gülümsemeyi, sofradaki yemekten benzer tatları alabilmeyi, gözlerinin içine baktığımda içini görebilmeyi, heyecanla bana geçmişten bahsetmeni istiyordum. Utanarak soyunmanı, sahaflarda saatlerce dolaşmayı, her gün yeni bir şiir okumayı, aradığımda cevap vermeni, seni mutlu etmeyi, beklediğimde gelmeni, yatağımızı ısıtmanı, parmak uçlarımın uzun saatler banyoda kalmış gibi buruşmasını ama bunun tenindeki sıcaklıkla olmasını, seni sarmayı, sana rağmen seni sevmeyi, içimde saklamayı istiyordum. Yağmur ellerini sımsıkı tutarak havanın nasıl olduğuna aldırmadan yürümeyi, saçlarını severken şeklini bozduğumda şaşırarak sana bakmayı, banyodan çıkıp havluya sarınmanı, ıslak saçlarınla yanıma gelmeni, bana gelmeni istiyordum.
Neler yaşadım, neler bekledim, neler hayal kırıklığına dönüştü ilişkimizde, nasıl biri oldum? Yere yığıldığımda derin bir nefes alıp ayağa kalkmaya çalıştığımda dizlerimdeki yaraları gizlemeye çalıştım, senin olduğun bir dünyanın daha güzel olacağına inandım, sakin olursam seni sevmeme izin verebileceğini hayal ettim ve kırıldım, parçalara bölündüm.
Gözlerinin içine bakılan, dizlerine kapanılan, sabredilen, çok ama çok sevilen, üzerine titrenilen bir kadındım ben. Nasıl oldu anlayamadan senin yanında yani seninle istenmediğimi hissettim. Çok sonra anladım ki en fazla ama en fazla acır gibi, vicdan azabı çeker gibi yanında durmak zedeliyormuş insanı…
Heyecanım, pırıltım, güzelliğim, kokum, şefkatim, sevgim seni mutlu etmeye yetmedi. Pamuk kalbimde sana ait olanların yaşamasına izin vermedin. Seni suçlamadım, yargılamadım sadece kırıldım ve kendime döndüm.
Biriyle konuşurken, aynaya bakarken, kedimi severken, yemek yaparken fark ediyorum ki bakışların gözlerimde; gülüşün dudaklarımda kalmış… Gel, emanetini al!
Feraye Demir – Yüksek Topuklar