Akşam olduğunda iki arkadaşımla buluşup yemek yedim. Gece yarısına doğru “çalışmam gerekiyor” diyerek yanlarından ayrılıp evime döndüm. Sahiden çalıştım. Önceki gecenin yorgunluğuyla göz kapaklarım kapanmaya başladı. Başka bir şey ararken DVD’lerin arasından bulduğum, Tomris Uyar – Yürekte Bukağı kitabını alıp yatağıma yollandım. Sadece okuduğuma odaklandım. Kedim yanıma geldi, göğsüme yatırdım. Kitabımı komidinin üzerine koyup gece lambasını söndürdüm. Uyuyabilirdim.
Uykusuzluk perileri dürtmeye başladı. Kalkıp bir bardak süt içeyim dedim. Bilgisayarımı açmak istedim, açtım da. Sayfalarda gezindim, sizden gelen yorumları okudum, cevap yazmak için toparlanamadım. Uzun zamandır uğramadığım sosyal paylaşım sitesine girdim. Karikatürler, köşe yazarlarının linkleri, kişisel notlar… Sayfanın aşağılarına doğru indim ve Cihan’ı gördüm. Tam gittiğim tarihte bir şarkı paylaşmış: Levent Yüksel’in sesinden “Beni benimle bırak”. Sözlerini biliyordum ama yine de dinlemek istedim. Ses, kulaklarımda yankılandığında, içim kıpırdamadı. İçten dinlemeye başladığımda içimden yaşlar geldi… Sözleri öylesine acıtıyordu ki kanadım, acıdım…
Cihan’ı bir şarkıda bulmuş gibi başa sarıp tekrar tekrar dinledim. Şarkıda diyordu ki; gün olur da bir gün benden bıkarsan: benden bıkacağını biliyordum. Gün gelir de hani bu evden çıkıp gidersen: bu evden gideceğini biliyordum. Sanma ki senden, senin uğruna verdiklerimden, geriye bir şey isterim sen ayrılırken: senden vazgeçtim…
Ağladım.
Ağladım.
Uyuyamadım.
Ağlamadım.
Konuşmadım.
Şarkı söyledim.
Ağladım.
Daha fazla yazamadım.
Feraye Demir
İletişim için e-mail: ferayedemir@gmail.com