Düşüncelerimi okumuş gibi beni arıyor, arkadaşlarıyla Taksim’de olduğunu ve beni yanında görmek istediğini söylüyor. Hemen hazırlanmaya başlıyorum, İstiklal Caddesine geldiğimde haber veriyorum, “sen orada kal ben gelip seni alacağım” diyor. Fazla beklememe gerek kalmadan Cihan geliyor. Gideceğimiz yerde Erkin ve kız arkadaşı Gamze’nin olduğunu söylüyor. Erkin’i önceden tanıyorum. Gamze ise yeni biri olmalı, adını ilk kez duyuyorum. Cihan; Gamze’nin çok eğlenceli bir kız olduğunu, ondan hoşlanacağımı söylüyor.

Benim yeni tanıştığım insanlara karşı yabani davrandığımı bildiği için ve tamamen iyi niyetle Gamze’yle aralarında geçen bir diyalogu anlatıyor. “Gamze dedi ki; ‘Cihan biz şimdi çok güzel eğleniyoruz ama kız arkadaşın gelince kasılmazsın umarım.’” “Ben de dedim ki: Feraye’nin yanında kendimi çok iyi hissediyorum, kasılmak ne demek?” Garipsiyorum… Bu kız neden Cihan’ın benim yanımda kendi gibi olamayacağı kanısına varıyor?

Kısa bir yürüyüş sonrası Cihan’ın arkadaşlarının yanına gidiyoruz. Erkin’le tokalaşıyoruz, Gamze uzaktan bakıyor. Elimi uzatıyorum, parmağının ucuyla sıkıyor. O da belki benim gibi ilk kez gördüklerine uzak duruyor diye düşünüyorum. Tabureye oturup etrafı izlemeye başlıyorum, gözüm bir noktada takılıp kalıyor. Gamze, Erkin’e sarılmış dans ederken Cihan’a göz kırpıyor ve Cihan da O’na gülümsüyor. Olabilir, onlar uzun zamandır tanışıyorlardır diyorum. İçime şüphe düşmüyor sadece kadınsal bir tepkiyle Cihan’ı kıskanmış olabileceğimi hissediyorum. O’nu kimseyle paylaşmak istememem çok normal değil mi?

Biraz zaman geçiyor, Gamze Cihan’ın yanına geliyor. Tişörtünü kaldırıp göbeğine dokunuyor, Cihan da O’na gülümsüyor. Evet, tam bu anda şimşek çakıyor üzerime doğru… Bu gördüğüm gerçek olamaz, Cihan buna nasıl izin verebilir diyor iç sesim, gözlerimi kapatıp açıyorum ve yüzüm asılıyor.

Benim görmezden gelindiğim,  Cihan’ın hoş karşıladığı, Erkin’in farkında olmadığı, Gamze’nin varlığını kanıtlamaya çalıştığı bir ortamda bulunduğuma inanamıyorum. Sakinleşmek için dışarı çıkıyorum, döndüğümde Cihan ve Gamze dans ediyor. Gamze gözlerimi dikip bana bakıyor, “bak sevgilinle dans ediyorum” demek istiyor ya da bana öyle geliyor. Dayanamıyorum! Cihan’ı elinden tutup kendime çekiyorum. Gamze’nin gözlerinin içine bakarak “ne yaptığının farkındayım” diyorum. Cihan’a dönüp “ya buradan beraber gidiyoruz ya da ben tek başıma gidiyorum” diyorum. Cihan şaşırıp bakıyor, gözlerimin rengi kırmızıya dönüyor. Çantamı alıp çıkıyorum. Cihan peşimden geliyor.

-Ne olduğunu anlamıyorum, neden gidiyorsun?

– Gamze’nin sana nasıl baktığını, beni yok saydığını görmüyor musun?

– Saçmalama, öyle biri değil.

-Peki! Ben hem saçmalıyorum hem gidiyorum. Sen, yanında sevgilisi olmasına rağmen sana aşırı ilgi gösteren Gamze ve her şeyden habersiz Erkin eğlenmeye devam edin.

– Feraye bu yaptığın başlı başına bir saçmalık. Gamze öyle biri değil.

– Tamam, Cihan değil! Ben yanlış düşünüyor olabilirim, abartıyor olabilirim. Peki, sen ne yapıyorsun? Beni sakinleştirmek yerine Gamze’yi aklamaya çalışıyorsun.

– Ben zaten saçmalama derken seni sakinleştirmeye çalışıyordum.

-Bir daha kimseye karşı bu yöntemi deneme çünkü hiçbir işe yaramıyor!

Feraye Demir – Yüksek Topuklar

Tüm Yazılarımı Okumak için Buraya Tıklayın!