Salona dönüp, seyretmeye başladığımda durumun vahameti karşısında şaşırıp kaldım. Hikaye de şu. Bir aile, kızlarının ilk regl oluşunda bir parti vermişler. Aman, ortalık yıkılıyor, adına kepazelik deniyor. Bunu yapan ailenin ne onursuzluğu, ne gurursuzluğu kaldı. O programı yapan ileri akıllı arkadaşlar da, konuk olarak İslami bir yazar getirmişler. Yok, bunun adı kepazelik diye bağırıyor adam, bir de yanında dış görünüşü medeni, beyni kısıtlı bir kadın, bağırış çağırış. Kimin ne dediği belli değil. Böyle bir tartışma yapacaksanız, orada olması gerekenler bir psikiyatrist/psikolog, bir sosyolog ve hadi konuyu da dine bağlayacaksanız, diyanet işlerinden biri değil midir?

Ayrıca bu kadar ortalığı yıkacak ne olmuş ki? Kız regl olmuş, ailesi de onun genç bir kadın oluşuna adım attığı bu günü bir parti vererek kutlamış. Kime ne? Ama olmaz diyor adam (adı Erdal soyadını hatırlamıyorum, mümkünse de ömrüm boyunca bilmeyeyim)  örf ve adetlerimize aykırıdır. Kepazelik! Arsızlık! Onursuzluk! Kızın babası da savunuyor: “Oğlum olsaydı ve sünnet düğünü yapsaydım, böyle tepki verecek miydiniz?” O hani dıştan medeni duran hanımefendi de cevap olarak: “Ne alakası var canım. Sünnet, doğan çocuğa da yapılır, 3 yaşındaki çocuğa da, oysa ki bir erkek çocuğu ilk rüya görüp de ıslanmış olarak uyandığında ona parti mi yapıyoruz da siz kızınıza regl partisi yapıyorsunuz” diyor. Cehalete bak! Kadının konuyu bağladığı yere bak! Sanki bir tek erkek çocukları yaşar bunu. Kız çocukları rüya görüp ıslanmazlar. Bu nasıl bir cahilliktir? Cinselliğe, kendi vücuduna bu kadar yabancı bir kadın, nasıl bu konuda kalkıp ahkam kesebilir? Ama olacağına bak sen. Kız çocuklarını böyle yetiştiren bir ülkenin evlatları olarak, regl olduğumuzda kaçacak delik ararsak, bunun ayıp ve bizi kirleten bir durum olduğunu düşünürsek, cinsel eğitimimiz ancak ilk kocamızın bilgisiyle sınırlı kalırsa, soramaz, öğrenemez, konuşamazsak, elbette, bu ülkenin kadınlarının %90’nının orgazmın ne olduğundan bile haberi olmayan bir nesil olması kaçınılmazdır.

Ben de ilk regl olduğumda, suratıma hepiniz gibi tokat yemiştim. Annem de tokat yemiş. Onun annesi, onun annesi de. Böyle görmüşler çünkü. Yahu zaten korkuyorum. Altımdan bir anda  kan gelmiş. Ne olduğunu anlamamışım, dilim tutulmuş, rengim atmış, kasıklarımda belimde saçma sapan bir sancı var. Zaten o yaşlar bu tarz konularda kulaktan kulağa yayılan söylentiler dönüyor. “bisiklete binme, düşersen kızlığın bozulur, kanar” vs.. Ben koşarak anneme gelmişim, annem de suratıma bir tokat atmış. BEN YANLIŞ BİRŞEY YAPMADIM! Niye dayak yedim şimdi? Sonra kalk izah et, korkma diye attım de, neye yarar? Daha çok korktum ya!

Şimdi bu aile tokat atmamış, daha doğru bir tavır uygulamış, parti yapmış. Herkes yapmak zorunda mı? Hayır! Peki, bu genç kızımız ileride kadınlığını, cinsel kimliğini, seçimlerini, karakterini bir sürü kadından daha mı doğru oluşturacak? Evet! Orada ortalığı yıkan İslamcı beyefendi, kadınların özgüvenine kavuşmasını, daha bilinçli, vücudunu, cinselliğini daha iyi tanıyan bir birey olmasını bir tehlike olarak mı görüyor? Evet! Zaten itiraf etti korkusunu da, bu bir gelenek haline gelir diye endişe ediyormuş. Vah, vah! Peki, bu arkadaşların neresine ne olur bu bir gelenek olursa? Olur tabii, pardon, mesela özgüveni yüksek, kişiliği oturmuş genç kızlarımız yetişirse, sevişmeyi, cinselliği doğru öğrenen bu kızlar, ileride onlara eş olamazlar, sonra kuma olmazlar. Sonra bu kızlar ileride doğru anne olurlar. Bilinçli çocuklar yetiştirirler. Bu ülkenin aydın kadınları olurlar. Atatürk ilkesinde yürüyen, Atatürk’ün kadınları olurlar. İktidarı kadının cehaletiyle elinde tutan o tavırdaki adamların başları ayaklarına geçer, saltanatları sarsılır. Adam geleceği görüyor ve buna kepazelik, olamaz diyor.

Neden gizliyoruz regl günlerimizi babamızdan, ağabeylerimizden, kocalarımızdan? Ne yaptık ki? Tam tersi, o günlerde çektiğimiz ağrıları bilseler, hormonal bir dengesizlik yaşadığımızı algılasalar, verdiğimiz tepkilerin normal olmadığını, sinirimizin, tatlı yeme ihtiyacımızın, dengesizliğimizin elimizde olmayan sebeplerle oluştuğunu bilseler de, duyarlı bir iletişime geçseler, ilişkilerimiz daha keyifli olmaz mı? Bir kadını anlamanın, ayda topu topu 3-4 günü ona biraz daha anlayış göstererek geçirmenin neresi kötü? Utanmayın! Regl bizim seçimimiz değildir. Acıkmak, sevişmek, susamak, konuşmak, terlemek gibi doğal bir ihtiyaçtır. Saklanmak, gün ışığına çıkmamak, utanmak için bir sebebimiz yok.

Kızlarınızın bu özel gününü daha keyifli kılacaksa, parti yapın. Aile arasında pasta kesin. Diğer arkadaşlarını çağırın, davet verin. Yeter ki kadınlığını, cinselliğini fark etmiş, özgüvenli, cahil olmayan, vücudunu keşfetmiş genç hanımlar yetiştirin. Bu süreci başlatmak için eğer regl partisi bir yolsa, ben arkasındayım. Ve o beyefendi ya da onun gibi düşünen, bizi sindirmeye, köleleştirmeye, uşak ve cariye yapmaya, kapatmaya, CUMHURİYET kadınının izinden çıkararak zorla değiştirmeye çalışanlara tehlike gibi görünüyorsa, ben de kızım olduğunda bu partiyi yaparım. Dostlarıma da yaptırtırım. Ve evet, biz size tehlikeyiz! Bu ülkenin çağdaş kadınları olarak duruyoruz, arkamızdan da aynı bize benzeyecek genç hanımlar yetiştiriyoruz. Şimdi, siz kendi gazetelerinize manşet atın:

“REGL PARTİLERİ BAŞLADI! TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?”


Candan Ünal
Yüksek Topuklar Aşk Editörü
Candan.unal@yuksektopuklar.net