İşin aslına bakarsanız, hepimizin içinde aynı şey yatıyor ancak yaşadıklarımız bizi aşka karşı güvensiz ve inançsız kıldı.
Burada biraz durup, aşkın sizin için ne ifade ettiğini irdelemeniz gerekiyor. Aşk dediğiniz şey, eski filmlerde gördüğünüz o muhteşem hayalse, haklısınız aşk yok! Aşk sizin için, büyüklerinizin anlattığı öykülerden oluşuyorsa, evet aşk yok!
Ben de uzun yılları beraber geçirmiş, yaşlılıklarında bile el ele yürüyen, saçları beyazlamış çiftler gördüğümde öykünüyorum. Bu işin bir sırrı olması lazım diyorum. Gidip onlara sormuşluğum da vardır ancak verilen cevaplar günümüze uymuyor. Biz aşk diye, bir hayalin peşinden koşuyoruz.
Annemler yedi kardeş, dedem tek başına çalışarak bir aileyi geçindiriyormuş. Üstelik evlerinde bir eksik olmadan, çocukların tüm ihtiyaçları karşılanarak rahat yaşanıyormuş. Dedem ile anneannem arasında büyük bir aşk varmış. Evin reisi geldiğinde oturulan sofralarda, sevgi, saygı ve neşe olurmuş. Şu zamanda, aynı şartlarda, bir ailede dirlik kalması mümkün mü? Ekonomik zorluklar, çocukların dertleri derken, ebeveynlerin arasında aşk mı kalır?
Zaman geçtikçe dünya da yaşanılması zor bir yer haline geliyor. İktidarın para ve güçten ibaret olduğu bir düzende, hem kadın hem erkek için şartlar ağırlaşıyor. Bu durum sadece maddi zorlukları değil, beraberinde manevi dağınıklığı ve psikolojik travmaları da beraberinde getiriyor.
İnsanlar değişti, yaşam alanları değişti, şartlar değişti ama aşk aynı mı kalsın istiyorsunuz? O zaman aşk yok! Beklenti içine girdiğiniz anda aşk pencereden uçup gidiyor. Size limitsiz kredi kartı çıkartıp, her ay sesini çıkarmadan ödemelerinizi karşılayacak bir adama aşık olmayı beklerseniz, sizin için aşk yoktur. Mücevherler ve hediyelerle sizi şımartacak, elinizi soğuk sudan sıcak suya sokturmayacak bir adama aşık olmak istiyorsanız, bunun da bir rüyadan ibaret olduğunu söyleyebilirim. Eğer karşınıza çıkan kişinin cüzdanı, yüreğinden daha fazla ilginizi çekiyorsa, zaten siz aşkı yanlış yerde arıyor olursunuz. Aşk, birlikte çoğalmakla mümkün oluyor. Birinin sadece dış güzelliği ve yaşam şartlarını göz önüne alarak aşk yaşayamazsınız.
Bütün bunlardan sıyrılmış, gerçekten şu hayatın zorluklarını paylaşabileceği birini arayan, kendi parasını kazanıp, ayakları üzerinde duran güçlü kadınların da aşkla çarpışmaması kafa karıştırıcıdır mutlaka! O zaman da başka sorunlarla yüz yüze geliyoruz.
Güçlü kadın, hayatta erkeğin görevlerini de üstlendiğinden, bir müddet sonra değişim gösteriyor. Kadınlığın getirdiği zarafet, yumuşaklılık ve uyum, ister istemez kayboluyor. İş hayatında erkeklerin arasından sıyrılıp kendine yer edinmek, sert ve dayanıklı olmayı getiriyor. Bunu başarmak için farkında olmadan değişen kadın, evine döndüğünde aynı tavrı devam ettiriyor. Konu aşk olunca, kadının muhlis ve yumuşak başlı olması şartı aranıyor. Aynı kadından farklı kadıncıklar yaratılması bekleniyor.
Velhasıl, kadın olmak zor zanaat! Siz dengeyi kurmuş, yaşam çerçevenize güzel bir resim koyabilmişseniz, şanslı azınlıktansınız. Hala bir arayış içinde ve savruluyorsanız, işiniz zor. Beklentilerinizi azaltmak ve daha gerçekçi yaklaşmak zorunda kalabilirsiniz. Aşkın içeriği değişse de, varlığı değişmedi. Buna inanarak yürüyün.
Candan Ünal
Yüksek Topuklar Aşk & İlişkiler Editörü
candan.unal@yuksektopuklar.net
Twitter: @candanunal
Facebook: www.facebook.com/candanunalaskveiliskiler
*Tüm hakları Yüksek Topuklar.net’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
bencede byok artık aşka olan inancımı yitirdim aşk evliliği yaptığımı sanarak mızıldanaN ,sürwekli yorgun ve hasta olan eşimden çoooook sıkıldım yaa gidip yanına yaklaşsak bin tane dert bu ne ya kahır çekmek için mi evlendim ben offf offf
Aşkın Varlığına İnananlardanım.Nasıl Olurda AŞK yok deniliyor,mümkün değil.Tamam kabul ediyorum ki bazı durumlar aşkın yok olduğunu düşündürüyor.Birebir bunu yaşadım.Aşık olduğum adam bana aynı aşkla yaklaşmadığı,bakmadığı için,kendını çok kaptırmış ben yanlız kaldım.Yaşanılan herşeye rağmen üzgünüm aşk yok diyemem.Candan abla yazılarını büyük bir merakla takip edıyorum.Kalemin daim olsun.
aŞK YOK GERÇEKTEN…