Zaman zaman durup hayatımıza bakarız ve “neden istediklerimi yapamıyorum?” diye kendimize sorarız. Aslında bizi mutlu edeceğini bildiğimiz şeyleri yapmayız çünkü içimizden bir şey bizi engeller. Acaba bunun sebebi nedir? Cevabı ve çözüm yollarını Yüksek Topuklar Pazar Terapisi’nde Uzman Psikolog David Lieberman yorumuyla öğreneceğiz.
“Beni neyin mutlu edeceğini biliyorum. Hem bunlar o kadar da zor ya da pahalı uğraşlar değil. Ama yapmıyorum. ‘Elime ne geçecek?’ ya da ‘sonra yaparım’ gibi cümleleleri sık sık kullanıyorum. Böyle söyleyerek hayattaki en basit zevklerden bile kendimi mahrum bırakıyorum. İstediğim hiçbir şeyi yapmıyorum. Elime geçen fırsatları değerlendirmiyor ve kendim için ‘bencilce’ bir şey yapmaktansa başka insanlarla ilgileniyorum ve onların ihtiyaçlarını karşılıyorum.”
Hepimiz, uzun yorucu bir günün sonunda biraz kendimizi şımartırız. Sıcak bir banyo yapar, biraz kestirir ya da güzel bir yemek yeriz. Ama siz ne yapıyorsunuz? Sizi mutlu edecek küçük şeyleri bile yapmıyorsunuz. Neden kendinize biraz zaman ayırıp dışarı çıkmıyorsunuz? Bu davranışın birçok nedeni olabilir. Dinlenmeyi hak ettiğinizi düşünüyor ama bunu yapmak istediğinizde kendinizi suçlu hissediyor olabilirsiniz. Dinlenmek yerine daha önemli ve daha yararlı bir şey yapmanız gerektiğini düşünüyorsunuz. Dinlenmeyi zaman kaybı olarak görüyorsunuz. Yaptığınız veya yapmadığınız bir şey için kendinizi suçlu hissediyor ve dolayısıyla size mutluluk verecek şeyleri hak etmediğinizi düşünüyorsunuz. Mutsuzluğa alışmış olabilirsiniz. Sizi mutlu edecek şeyler için çaba göstermek istemiyorsunuz. Moralinizi yükseltecek şeyler için uğraşmayı yorucu buluyor ve rahatınızı bozmak istemiyorsunuz.
İnsanlar alışkanlıklarından kolay kolay vazgeçmezler. Üstelik, bir alışkanlığınızı değiştirmek için bunun yanlış olduğunu kabul etmeniz gerekir, ama insan hatalı olduğunu kabul etmek istemez ve eski, kendisine zarar veren alışkanlıklarını sürdürür.
Kendinize zaman ayırın ve bunu alışkanlık haline getirin: Kendinizle ilgilenmek bir lüks değil, gerekliliktir. Otomobil yarışcısı olduğunuzu düşünelim. Otomobilinizin periyodik bakımını yaptırmazsanız başarılı olabilir misiniz? Aynı şekilde siz de ara sıra dinlenmezseniz verimli olamazsınız. Üstelik, kendinize zaman ayırmazsanız kendiniz için üzülmeye başlarsınız, sonra da bunun için kendinizden başka kimseyi suçlayamazsınız.
Sürekli düşünüp durmayı bırakın ve harekete geçin: Kendi mutluluğunuzu artırmanın değerini epeydir anlamış durumdaysanız, yine de henüz bunu sağlamak için hiçbir adım atmamışsanız yapmanız gereken tek şey bir karar vermek ve uygulamaya başlamaktır. Spor yapmayı ihmal ettiyseniz hemen spor salonuna gidin ve çalışmaya başlayın. İşinizden memnun değilseniz, hemen yeni bir iş aramaya başlayın. Bir tatile ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız ve yıllık izninizi kullanmadıysanız, patronunuzun ‘gidebilirsin’ demesini beklemeyin. Hemen gidip hakkınız olan izni kullanmak istediğinizi söyleyin ve tatile çıkın.
Boş vaktiniz olmasını beklemeyin, kendinize boş vakit yaratın. Sihirli bir değneğin size boş zaman yaratacağı hayalini kuruyorsanız daha epey süre hatta sonsuza kadar beklemeniz gerekir çünkü böyle bir sihirli değnek yoktur! Siz hemen harekete geçmeli ve kendinize boş vakit yaratmalısınız.
Kendinizi şımartın. Sizi mutlu edecek herhangi bir şey varsa, hemen yapın: Şayet, istediğiniz şey ne sizi ne de başkasını üzmeyecek bir şeyse istediğinizi yapmakta ne gibi bir sakınca olabilir ki? Bana öyle geliyor ki öldüğümüzde, hayatta keyfini çıkarmamız gereken pek çok şey varken bunu niye yapmadığımızın hesabı sorulacak bizden… Kendinize, en iyi arkadaşmışsınız gibi davranın. Arkadaşınızı mutlu edecek bir şey olsa yapmaz mıydınız? Başkalarına nasıl yardım ediyor, onların rahatını düşünüyorsanız, bunu kendiniz için de yapın!