Merhaba, bizler aslında doğuştan meleklerimizin sesini algılıyor olarak doğuyoruz. Zaman içerisindeki düşünce kalıpları ve alışkanlıkla, bu özelliğimizin üzerine yayılan bir blokaj enerjisi oluşturur.
Öncelikle şunu bilmesiniz ki, melekleri duymak oldukça sağlıklı ve güvenlidir. Hatta bu paha biçilemez bir armağandır, buna şükredin, şu an burada “acaba ben yapabilir miyim?” “bu melekler mi?” gibi şüphelerin hepsini bir kenara koyun.
Aslında şüphe sadece şüphedir. Şüphe enerjisi de bir enerjidir ve onu kenara çektiğinizde dengeli bir ruh hali ve baış açısıyla, gerçeği görürüz. Yani ya evet meleklerdir ya da hayır bu sadece her zamanki gibi bir içsel diyologtur.
Aslında, meleklerin sesini açıkça duymak yerine onları içsel diyologlar olarak da duyabiliriz.
Bence, melekler ya da ben ya da bir aydınlanmış üstad, sonuç olarak her birimiz BİR olduğumuz için doğru bir ses her zaman aynı titreşimde hissettirir. Ve tüm meleklerin, Yaradan’ın sesi, bizim sesimizdir. Evet, her bir canlının eşsiz , kendine has enerjisi vardır. Dışarıdan bir enerji geldiğinde bu kişisel enerjimizin içine girerken bizim enerjimizle dönüşür. Çünkü siz bir merkez olarak güçlü bir enerji kaynağısınızdır. Ve duyduğumuz hisler genellikle “tanıdık” hissi ile gelir, çok yakın bir arkadaşınla konuşuyor gibi ya da yıllardır tanıyormuşsun gibi kolayca, rahatça biliverirsin bu sesin kim olduğunu.
Evet, Yaradan ile biz BİRiz dedik. Kimimiz için Yaratıcı, dünyayı ve bizleri Yaratan bir İlahi Yaratıcıdır. Kimimiz ise zaman içinde Yaratıcının aslında yaratılmış olan HER ŞEY olduğunu anlarız. HER ŞEY BİRdir. Evet, aşağı ya da üst bir konum ile baktığımızda bu ayrılıkları doğurur.
Aslında her varlığın, her zaman özünde YARADAN’ın saf sevgisini taşıdığını biliriz. Bir insana gülümseyerek, sevgiyle, içten yaklaşmak ile onu yargılayarak, mesafe koyarak yaklaşmak arasında nasıl bir fark varsa ve o insan kendini nasıl bu duruma göre değiştirebiliyorsa, demekki kötülük ve donuk ve kapalı olmak bir yanılsamadır deriz. Zaman içerisindeki ruhsal yürüyüşlerimizde bunu deneyimleriz ve biliriz ki evet, her an her yerde ortaya çıkarılmaya müsait yüce bir sevgi her birimizin içindedir ve bu sevgi bolluk dolu, bu sevgi cömert, tıpkı çok iyi kalpli bir arkadaş gibi, her an destek olmaya hazır ve bu arkadaş her açıdan, özgür, sınırsız ve zengin!
Evet, Kur’an-ı Kerim’de de, Yaradan’ın “Şah damarımızdan daha yakın” olduğu yazılıyordur ve Kutsal Kitap’da her daim Tanrısal Kutsanışın kalbimizde, Göklerin Egemenliğinin zamanının şimdi kalbimizde olduğunu yazıyordur. Daha da önemlisi, HER ŞEY TANRI iken, bizim bedenimiz, evlerimiz, kullandığımız, gördüğümüz, duyduğumuz ve konuştuğumuz HER ŞEY TANRI dır, ve RUHUMUZ TANRIDIR.
Yaradan bir yargıç ya da ebeveyn değildir. Bir çoğumuzun bildiğinin aksine o kimseyi YARGILAMAZ. Eğer o birilerini birşeyler ile sınıyor ve sonra onları tutumlarına göre yargılıyor olsaydı, bu KOŞULSUZ SEVGİ olmazdı.
İnsanlar kültür ve yaşam tarzlarına göre zaman içinde TANRISAL ESİNLENMELER ile bu tarz düşünceler ortaya sürdüklerinde, insanlar Tanrı’nın sınırsız sevgisini maddeler, yasalar ve “dışarıdan görünen” şekli ile aramaya başladı. Bu oldukça normaldir çünkü aslında kimse kimsenin özünü YARADAN kadar bilemez, aslında sadece karşımızdaki bize ne anlatıyorsa ve bizim enerjisel perspektifimiz nasılsa öyle bilebiliriz.
İsa şöyle der; “Sen kardeşinin gözündeki çöpü çıkarmak istiyorsun da neden kendi gözündeki merteği fark etmiyorsun?” Bu harika söz, aslında insanın asla bir diğerinin içine böylesine bilemeyeceğini, en önemli görevimizin kendimiz ile ilgilenmek olduğunu ve karşımızdaki talep ettiğinde ise ona balığı hazır vermek yerine, O’nun bizzat Yaradan ile iletişime geçerek Tanrısal güçle, kendi kalbindeki öz saf ışık ile iletişime geçmeyi öğrenmesini öğütlemektedir.
Ayrıca sevgili İsa öğrencilerinin göğsüne yaslanmasına izin verecek kadar samimi ve sevgi dolu bir öğretmen iken, ona getirilen “günahkar” bir kadını yasalara bakarak taşlamak yerine, (yasalar da Tanrısaldır.) şunu söylemeyi tercih etmiştir; “İlk taşı günahsız olanınız atsın.”
Evet, bu Tanrısal sevgi, kimsenin kimseyi yargılama hakkı olmadığına ve herkesin sakince güvenerek Yaradan ile iş birliği yapmaya davet edildiğini söyleyen bir sevgidir.
Biz ve üstadlar ve melekler BİRiz. Yaradan, şu an burada ve o her an bizi görmekte, hissetmekte, bilmekte, tadmakta, koklamakta, anlamakta, dokunmakta ve her şekilde bizi bilmektedir. Yaradan BİLGELİKTİR.
Melekleri duymak için şüphe ve korku enerjilerini bir kenara çektiğimizde kendimize saygıdeğer bir girişimde bulunuruz. Kendimize saygı duyduğumuzda başka düşük enerjilerin, sersemlemenin, yalpalamanın, şüphenin, korkunun, endişenin, değersizliğin hayatımızdan arınmasına ve hepsinin bilgeliğe, kendinden eminliğe, sevgiye, mutluluğa ve beceriye-kabiliyete dönüşmesini sağlarız. işte bu hayatın YARATICI anahtarıdır. Bu anahtar aynı zamanda sevgili Baş Melek Mikail’in de söylediği gibi İNANÇtır.
Kendine saygı duyan birey Yaradan’a saygı duyar. Yaratıcı gücünü, Yaradan ile birleştiği gücünü SEVGİyi yaratmak için kullandığında bundan dünyadaki ve hatta varoluşların her boyutundaki tüm varlıklar yararlanır. Bu sevgi, bu ufacık enerji, her boyutta, her zamanda, her varlık için titreşir ve bu sevgiyi yaratmanın huzuru mükemmeldir.
Sevgi en güçlü koruyucu ve geliştiricidir.
Yaradan ile BİR olduğumuz gerçeğimizde, Tanrı’dan olanın SEVGİ olduğunu ayırt ederiz. Şüphe, kaygı ve evhan sadece basit birer SIKIŞMIŞ enerjilerdir. Evet, oldukça basitçe, tıpkı psikolojinin bastırılmış duyguların korku ve endişe ya da stres olarak ortaya çıktığını anlatıyor olması gibi, YARATICILIK iile ifade edilmeyen enerji de baskı altında körelir, bozulur, sıkışır ve nihayetinde aşırı bir durum olarak patlar. Basitçe, endişe ve korku hatta şüphe, belli bir ihtiyacın sinyalidir ve biz bu durumların çok sağlıklı olduğunu biliriz.
En mükemmel, en tatlı, en sevici, en içten olan enerji, SEVGİ ya da AŞK ile, tüm bu duyguları şifalandırırız. Bu sayede, her an her yerde ışıyan melek sevgisini, Yaradan’ın nurunu algılarız.
Evet, meleklerimizi duymak için ilk önce barış ilan ederiz. Herkese ve her şeye.
Olumsuz hisler karşısında tepki vermek ya da uzatmak yerine, basitçe gülümseyerek, mutlaka mantıklı bir sebebi olduğunu düşünürsek ve sonra bu konu üzerinde oldukça kolay bir affetme, ışığa bırakma gibi enerjisel bütünleşme şifası çalışmalarını yaparsak göreceğimiz manzara tam bir MUCİZE oluyor.
Evet, aslında kendimizi şifsalandırırken tek yaptığımız zaten olduğumuz şifalı halimizi yeniden benimsemek. Diğer enerjileri aradan çekiyoruz, onlara inanmak yerine gerçeğe, herkesin ve herşeyin BİR ve SEVGİ olduğu gerçeğine odaklanıyor ve buna inanıyoruz çünkü bu böyledir. Bunu zamanla siz de anlayacak ve hissettikçe aktaracaksınız.
Ve aslında, her şey BENden ibarettir. Evet, BEN dediğimiz bu varlık, yani BENim BEN dediğim ve senin BEN dediğin bu varlık bizzat, bire bir Yaradan’ın usta ellerinden çıkmadır.
Bu durumda, BEN bir mucizeyim. Benim tüm düşüncelerim gerçek olur, benim tüm dileklerim kabul olur ve benim varlığım ilham, şifa,bolluk ve keyif doludur. Çünkü Yaradan bizzat BENimdir. Yani, kontrolsüzce ortada olan BEN, var olan BEN, BEN işte BEN! 🙂
Şimdi geliyoruz, meleklerin sesi neye benzer kısmına.
Meleklerin seslerini gayet açık ve gür bir şekilde dışsal bir ses olarak duyabilirsiniz. Ben bunu bir kez duydum, sonraki çalışmalarımda, kanallık çalışmalarım sırasında kendi sesimin değişmesi ile meleklerin yumuşak, narin fakat sanki bir güneş gibi sıcak ve duyulduğu anda içimizin yağlarının eridği ve bir anda sıcacık bir suyun yıukayarak bizi temizlediği seslerini dışarıya aktarıyorum. Aslında bu sesi açıkça duymam için özel bir çalışma yapmadım, o kendliğinden geldi. Baş Melek urielin güçlü sesiydi, bana “TANRI KİMSEYİ YARGILAMAZ ASLIHAN” dedi ve ben resmen titredim. Gerçeğin ve sevginin gücü ile…
Kimi zaman şu tekniği öneriyorum; 1-2-3 ve işte mesaj!
Bu kadar kolay. Tabi benim tavsiyem, Çakraları arındırmanızdır. Mutlaka ve mutlaka her sabah hatta her canınız istediğinde. Bunu Beki İkala Erikli gibi Doreen Virtue gibi ya da benim gibi bir melek uzmanının çakra arındırması ile çalışırsanız da harika olur.
Çakralarımız bugün Kırlien fotoğraf tekniği ile görüntülenebiliyorlar ve onların temizlenmesi tüm enerjinizin en yüksek frekanslara uyumlanması ve temizlenmesi anlamına geliyor. Tasbi Kırlien Fotoğraf Tekniği’nden çook önceden beri bizler içsel gözlerimiz ve hatta dışsal gözlerimiz ile görüyor ve algılıyoruz çakraları.
Zaten, böyle bir gerçeklik olduğu için böyle bir bilimsel arayış içine giriliyor.
Hatırlayın, VAR VARDIR , YOK YOK. Yani, yok olan birşey hiç yokturi aklımıza bile gelmez. Var ise vardır, yaptığımız her şey aslında var olanın varlık kanıtıdır.
Çakralarımızı arındırmanın üzerine bir bardak sevgi şifası göndermek niyetini söyleyerek sevgi şifası yüklediğimiz suyu içiyoruz. Bu organları canlandırıyor, bu su mucizevi bir arındırıcıdır.
Ardından bağ kesme çalışması tavsiye ediyorum. Sevgili Baş Melek Mikail, tüm sağlıksız enerji bağlarımı (başkaları ile bulunduğum durumlarda, enerjşisel ve güç almak için birinin benimle ya da benim biriyle oluşturmuş olduğumzu SEVGİ OLMAYAN enerji bağlarını) kesmeni rica ediyorum demeniz yeterlidir. Dilerseniz kalın bu bağlarla böyle negatif negatif. Sonra da meleklerinizi duyamayın, hatta eleştirinin yargının enerjini taşıyarak gezin ve hayatınız hep böyle mutsuz kalsın. SİZ BİLİRSİNİZ!
Tabi bu bağları kesmeyi seçerseniz, kendinize iyilik ettiğiniz kadar bana ve tüm gezegenede de ediyorsunuz. Bizler ufacık bir enerji ile dünyalar yaratabilecek güçte varlıklarız. Bu evren küçücük bir enerjiyi bir çığ gibi büyütür ve en nihayetinde etkisini bu enerjinin tarafında olan herkese ve herşeye aktarır. Bu evren tarafsızdır, tüm enerjiler için bunu uygularç
İyi haber, bugünkü bilimsel araştırmalar da kanıtladığı üzere, pozitif enerji, negati enerjiden kat kat daha güçlüdür. Ayırca koruyucu meleklerimiz her an evet hem de her an bizim enerji alanımızdaki düşük enerjileri temizlerler. Birgün şöyle ilginç bir olay ile karşılaştım;
Bir meditasyonum sırasında, iki koruyucu meleğimin ben yarı uykulu haldeyken auramdan birşeyler topladığını gördüm. Şaşırdım, onlara sordum; ne yapıyorsunuz? Gülümseyerek beni temizlediklerini söylediler. Bunları yazarken ben koruyucu meleğim saçlarımı elliyor ve bunu hissettiğimi bildiği için neredeyse fiziksel bir el kadar yakından saçlarımı okşuyor… Ne harika!
Evet aslında kendimize yaptığımız birşeyi herkes için yapmaktayız. Bu enerji tarafsızdır ve her an her yere yayılır.
Meleklerimizin sevgi dolu seslerini bir rüzgar gibi duyabiliriz. Örneğin bir ferahlama, bir oh çekme arzusu ile içten gelen bir huzur duygusu doğru sesi duyduğumuza işarettir.
Ayrıca melekler çok sesli olarak konuşabilirler, bir koro misali ya da ısrarla duymamız gereken bir konu olduğunda. Örneğin ben şimdiki sevgilimi, hayatımın aşkını tanımadan birgün önce, metronun basamaklarını hoplaya zıplaya inerken, zihnimin içinde bir ses işitmiştim. Bir koro, hafif şarhoş gibi dans ederek, “Aslı ile Kerim, Aslı ile Kerim” diyerek ikimizina dını tekrarlıyordu. Bu hoş koro ne zaman sevgilimle konuşsam bana cesaret verir ve şarkı söyleyerek etrafımda dönen bir grup meleğin enerjisel yükselişine bir anda maruz kalarak sevinçten havaya uçarım ve sevgilim de buna çok sevinir.
Meleklerin sesini bi düşünce olarak duyabiliriz.Bu düşünceler genelfe ferahlık getirir, bir anda insanın zihni sakinleşir ve bize bir olgunluk getirirler. Diğer düşüncelerin tadı melek düşüncelerine asla benzemez. Bunları zamanla görüyor ve anlıyor olacaksınız.
Kısacası, toparlarken, bizler Yaradan ile BİR olduğumuz için, size gelen tamamiyle size özeldir. Başka hiçbirşey ile kıyaslamayın, ilişkisini kontrol etmeyin, bunları hayatınızdan çıkarın. Bu duygular kısıtlayıcı ve saldırgan temellidir. Meleklerimiz her zaman bize yanıt verirler, alamkıyorsak ne yapıyoruz? Hemen arınma zamanına!
Mumlar, tütsüler, hoş kokular, çiçekler, klasik müzik gibi hoş ezgiler (ben çoğunlukla beni tatmin eden rock n roll u da tercih ederim. Elbette, rock n roll bilgeliğin işlendiği kaliteli bir özgürlük müziğidir, elbette gerçek rock n roll.), odanıza asacağınız bir resim, melekli bir kitap ayracı, rahat çarşaflar ve mevsime uygun kıyafetler, sağlıklı beslenme, sebze ve yeşillik gibi enerjisel frekansı yüksek besinler tüketme, olumlu konuşma, olumlu düşünme, içten gülücükler melekler ile iletişim kurmanın hem kapılarını açan hareketlerdir hem de meleklerle beraber çoğalan işaretlerdir.
Sevgi ve ışık olsun diliyorum.
Her türlü sorunuz için yazabilirisiniz fakat sadece gerçekten BEN tarafından kabul edilen sorulara yanıt verilecektir.
Yazmak özgürlüğünüz olduğu gibi yanıt vermek de benim özgürlüğümdedir.
Saygılar
Aslıhan Klair Tan
Melek Sevgisi, Melek Terapisi
www.meleksevgisi.com
Tüm hakları saklıdır. Bu metnin bir bölümünün veya tamamının eser sahibinin adı verilmeden kullanımı durumunda ilgili yürürlük kullanıma alınmaktadır.
Iyiki varsınız bilgileriniz için çok teşekkür ederim Sayın Aslıhan Sevgi de ve Işık ta kalın şu an verdiğiniz huzuru paylaşmak istedim teşekkürler.