kucuk-kiz-hikaye

Lösemi hastası Rose’un kalpleri ısıtan öyküsünün ilk bölümünü, Yüksek Topuklar’da yayınlamıştık. Şimdi, hikayenin umut ve güç veren ikinci bölümüne geldik. Merakla okuyacaksınız.

Rose’a ilham veren diğer çocuk Ohio’dan altıncı sınıftaki Sam’di. Kaliforniya’nın bir eyalet mottosu olmasına çok özeniyordu. Çünkü Ohio’nun bir mottosu yoktu. Hayatını değiştirecek altı kelimeyi bir araya getirdi. Tek başına, yeterli sayıda imza topladı. Dilekçesini doldurup parlamentoya sundu. Bugün, o cesur altıncı sınıf öğrencisi sayesinde, Ohio’nun resmi eyalet mottosu, “Tanrı’nın gücüyle her şeyi başarmak mümkündür.” olmuştur.

Rose, bu yeni cesaret ve ilham kaynakları sayesinde peruğunu kafasına taktı ve Pazartesi günü okula gitti. Bulduğu en süslü ve güzel kıyafetlerini giymişti. Anne ve babasına, ‘Bugün okula gidiyorum. Yapmam gereken bir şey var. Öğrenmem gereken bir şey var’ dedi. Neden bahsettiğini anlamamışlardı ve akıllarına kötü bir şey getirip endişelenmişlerdi. Yine de onu okula götürdüler.

[wp_ad_camp_2]

Son birkaç hafta boyunca Rose arabadan inmeden önce anne ve babasının yanaklarına birer öpücük kondurdu. Bunun modası geçmiş bir hareket olmasına ve onu küçümseyip alay eden çocuklara rağmen vazgeçmedi. Bugün farklı bir gündü. Anne ve babasına sarılıp onları öptü. Arabadan indikten sonra döndü ve fısıldayarak ‘Bilin bakalım bugün ne yapacağım?’ dedi. Gözleri yaşlarla dolmuştu ama bu sevincin gözyaşlarıydı. Ah evet, bilinmezlikten korkuyordu. Fakat bir amacı vardı. ‘Ne yapacaksın bebeğim?’ diye sordular. ‘Bugün en iyi arkadaşımın kim olduğunu öğreneceğim. Bugün, gerçek arkadaşlarımın kim olduğunu bulacağım.’

Bunları dedikten sonra peruğunu çıkardı ve arka koltuğa bıraktı. “Onlar beni olduğum gibi kabul edecekler, yoksa beni kabul etmiş sayılmazlar. Fazla zamanım kalmadı. Onları bugün bulmalıyım.” Yürümeye başladı, iki adım attı ve arkasına döndü. “Benim için dua edin” dedi. “Edeceğiz tatlım” diye cevap verdi anne babası.

O gün bir mucize oldu. O oyun parkına, o okula doğru peruksuz, başı dimdik yürüdü ve kimse bu kadar cesur bir kız hakkında konuşup dalga geçmedi.

Rose, binlerce insana kendisi olmayı, Tanrı vergisi yeteneklerini kullanmayı öğretti. Belirsizlik, acı, korku, zulüm altındayken bile doğru olanı yapmanın gerçekten anlamda yaşamak olduğunu gösterdi.

Rose daha sonra liseyi bitirdi. Birkaç yıl sonra hiç gerçekleşmeyeceğine inanılan evliliği gerçekleşti. Şimdi Lily adındaki kızının gururlu annesi. Ne zaman imkansız olduğunu düşündüğüm bir durumla karşılaşsam, Rose’u düşünüp güç kazanıyorum.

Hikayenin birinci bölümünü okumak için tıklayın

Bu öykü, ‘Manolya Kokulu Hikayeler’ kitabından alıntılanmıştır.