Evli olduğunu ya da senin tabirinle, normal bir evlilik yaşadığını öğrendiğin ilk anda bu ilişkiyi bitirmen gerekiyordu. Bunu yapmamışsın. O zaman ardından yaşananlara razı gelmiş olursun.
Onunla birlikte olmaya devam etmen, karşı tarafa “sen ne yaparsan yap, ben kabul ediyorum” mesajı göndermektir. O da bu mesajı gayet net almış.
Sen bu ilişkiyi devam ettirerek, bilinçaltında seni aldatan eski eşinden intikam alıyorsun. O evlilikle ilgili hala kafanda halledemediğin bazı noktalar var. Bu ilişkiyle, durumu eşitliyorsun.
Neden ben gideyim diyerek, kendini kandırıyor ve ilişkiyi bırakmamak için bahaneler buluyorsun çünkü kadınlık egon incinmiş. Hayalinde bu ilişkiye ve o kişiye bir takım sıfatlar yüklemişsin. Onunla evlenmek, bir yuva kurmak gibi… Bunlar olmamış, üstüne üstlük, o başka bir kadını tercih etmiş. Kadınlığın yara almış. Sürekli dibinde durarak intikam almaya çalışıyorsun.
Birçok konuda kendinle yüzleşmen gerekiyor. Kimse senin alnına, bu insanla birlikte olman ve bu ilişkiyi yanlış olduğunu bile bile devam ettirmen için silah dayamadı. Sen seçimini bu insanla birlikte olmaktan yana yaptın ve seçiminin bedelini ödüyorsun. Sana kötü davranmaya devam etmesine rağmen, gitmemekte inat ediyorsun. O zaman, karşındakine sinirlenmek yerine, dönüp kendine bakmalısın. Onu suçlamak yerine, hatayı kendinde aramalısın.
Bu adam senden çocuk istedi mi, evlenme teklif etti mi? Seninle nikah işlemlerine başladı mı? Bunları yapmadıysa, hamile kalman ve çocuğu doğuramaman, bu ilişkiyi seçmenin ve devam ettirmenin sonucudur. Sürekli karşındakini suçlayarak, kendini aklayamazsın.
Belki söylediklerim sana biraz sert gelecektir. Ancak dost acı söyler! Sen o iş yerinde çalışmaya devam etmekle, bu ilişkiyi koparmamak için uğraşıyorsun. Egonu o kadar yükseltmişsin ki; bir hata yaptığını ve artık dönmen gerektiğini gerçek anlamda kabul edemiyorsun.
Sevgili dostum, yaşam senin, ömür senin! Ya zamanını seni yıpratan ve hiçbir faydası olmayan bu ilişkiyle geçirirsin ve bir gün geri dönüp bakar çok pişman olursun; ya bir an önce silkelenip kendine gelir, hayatını yeniden düzenler ve seni sevecek ve hak ettiğin ilgiyi gösterecek başka bir insana ruhunu ve kalbini hazırlarsın.
Kuyruğunu yakalamaya çalışan kedi gibi, kendi etrafında dönerek sadece ömrünü harcıyorsun. Bir an önce kendinle yüzleşmeli, intikam ve öfke gibi duygulardan arınmalı, bu yaşadıklarından ders alıp onları cebine koyarak yoluna devam etmelisin. Benim önerim, kendini ve ruhunu bu şekilde tüketmemendir.
Sevgilerimle
Candan Ünal
Yüksek Topuklar Aşk & İlişkiler Editörü
candan.unal@yuksektopuklar.net
okur mektubu
Merhaba Candan Hanım
38 yaşında bir bayanım ve 2 yıldır ne bitirebildiğim ne de sürdürebildiğim bir ilişkim var, bugüne kadar kimseye de anlatamadım. Aynı yerde çalıştığım, evli biriyle bir ilişki yaşıyorum. İlişkiye başladığımızda o eşiyle ayrılmıştı ve birlikteyken aynı evde yaşamaya başladılar. Daha sonra yine biz birlikteyken eşiyle resmi olarak evlendiğini tesadüfen öğrendim, arkasından da eşinin hamile kaldığını. Bu süreç yaklaşık 1 ay içinde gerçekleşti. Bu arada birlikte oluyorduk ve hep inkar ediyordu eski eşinin ortada kaldığını mecbur kaldığını söylüyordu. Bunlar olurken bana eşiyle normal bir evliliği olmadığını, birlikte olmadığını anlatıyordu. Tabi eşinin hamileliği ortaya çıkınca artık yalanlarına devam edemedi. Bana yalan söyledi bu ona olan güvenimi sarstı. Burada savunması ise şöyle oldu “Eğer böyle söylemeseydim beni kabul etmezdin” Doğru etmezdim suratına tokadı da yerdi. (Eğer normal bir evliliği olduğunu bilseydim böyle bir ilişki yaşamazdım doğru çünkü ben eşimden beni aldattığı için ayrıldım) Kendimi kandırılmış, aldatılmış kirli hissettim.
11 yıllık evliliğimde bir bebek sahibi olmak için çabaladım durdum. Ama olmadı. Onunla birlikteyken hamile kaldım ve gidip onu aldırmak zorunda kaldım. Ben hayatımda ençok istediğim şeyden o evliliğini sürdürsün diye vazgeçtim. Bu da benim için ayrı bir yıkım oldu bunun yasını tuttum ama o, bu sürede sürekli karısının hamileliğinden bahsetti, beni anlamadı. Şimdi onun bir kızı var ve büyüyor, sürekli ondan bahsediyor ve ben her ortamda onun bundan ne kadar mutlu olduğunu görmekten ve dinlemekten nefret ediyorum. Bir insan bu kadar anlayışsız nasıl olabilir bunu bir türlü anlayamıyorum. Benim bebeğim de hayatta olsaydı şu an 2 aylık olacaktı. Ben hayatımda en çok istediğim anneliği tadacaktım.Arka arkaya daha birçok hayal kırıklığı yaşadım ve yaşamaya devam ediyorum ………………………………………………………………………………………………………………
Not: Mektup çok uzun olduğu için hepsini yayına almıyorum.