Kosla evdeki hemen bütün lekeleri çıkarıyor. Halılar, kıyafetler, iyi de namus lekesi ile kötü anıları silme işini kim yapacak? Kosla’nın buna da bir çözüm bulması gerekmez mi? Banyoda bin bir çeşit şampuanım var. Boyalı saçlar, kurumuş saçlar, dökülenler, hem kurumuş hem kepekli saçlar, kıvırcık ve boyalılar, kremli şampuanlar, düz şampuanlar, yumuşacık yapan saç kremleri… Yürekleri yumuşatacak, “keşkeleri” açacak bir krem neden yok peki?
Her akşam yüzümdeki makyajı çıkarıyorum. Aynanın önü üründen geçilmiyor. Göz temizleyici, cilt temizleyici, nemlendirici, ağır makyaj çıkarıcı, hafif makyaj temizleyen mendiller, cildi sıkılaştırıcı tonikler, sütler, nemlendiriciler, vücut yağları, bebek yağları, selülit kremleri, neredeyse aynada kendimi göremeyeceğim kadar çok kozmetik ürünüm var. Ancak ruhumdaki siyah noktaları hangisi temizleyecek?
Banyodaki ilaç kutusunun durumu daha vahim. Ağrı kesiciler, antibiyotikler, tahriş kremi, ateş düşürücü, tansiyon aleti, gripal enfeksiyon ilaçları, böbrek kumu düşürenler, vitaminler, kas gevşetici, oksijen, yara bantları, sargı bezleri, hepsi birbirine girmiş duruyorlar. Kalp de bir organ değil midir? Neden onun ağrısını, aşktan kalan krampları, üstümde oluşan yaraları tedavi edecek bir tek ilaç yok.
Kosla yeni bir ürün çıkarsın istiyorum. Göğsümüzün üstüne ve şakaklarımıza sürelim, oh, kalbimiz ve beynimiz tertemiz olsun, üstelik de mis gibi koksun. Olmaz mI? Geçmiş aşklardan eser kalmasın, kiri pisi yok etsin. Hafızamız temizlensin biraz, yeni anılara yer açılsın. Bu olmuyorsa, bilgisayar firmaları bir yazılım geliştirsin, Matrix gibi takalım hortumu aklımıza format atalım. Ne varsa gereksiz olan, virüs sayıp silsin hepsini. Yeniden Windows kurar gibi kuralım aklımızı, geçmiş dosyası tertemiz olsun.
Şu şampuan firmaları, özel bir ürün geliştirsinler mesela, bir türlü kalbini yumuşatamadığımız o adamları, o kremle yıkayalım. Banyodan çıkınca pamuk gibi olsunlar, o sert ve kaba duruşları, suyla birlikte akıp gitmiş olsun.
Diyelim ki terk edildik. İnsanın yüreği sızlamaz mı? Sızlar, hatta burnunun direği sızlar hasretten, işte o zaman alalım mavi hapı, tüm aşk sancıları kaybolsun. Olmaz mI? Olur yahu neden olmasın? Bir zamanlar dünyanın yuvarlak olduğunu söyleyene de deli demişlerdi ama bak yuvarlakmış! Ben de bir fikir atıyorum ortaya, gün gelir, tarihin tozlu sayfalarında yerini alırken yazılarım, birisi bulur ve der ki, “ah şu kadın yaşasaydı da, bütün bunların gerçekleştiğini görseydi”. Gerçi bütün bu söylediklerim olursa, yaşamanın da tadı kalmaz ama en azından acil durumlar için bir küçük virüs programı da fena olmazdı değil mi? Ayrıca ben tüketiciyim, her zaman talepkar ve haklıyım. Benden istemesi, ne yani olmaz mı?
Candan Ünal
Yüksek Topuklar Aşk&İlişkiler Editörü
candan.unal@yuksektopuklar.net
*Tüm hakları Yüksek Topuklar.net’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.