Saçları sarı boyanmış ve ek yapılmış olan kızımız (ona Bayan Kaynak demeyi uygun gördüm) elinde cep telefonu hararetle konuşuyor. İster istemez kulak misafiri oldum.


Telefonun diğer ucunda erkek arkadaşı var. Kavga ediyorlar. Çocuk gelemeyeceğini söylüyor, Bayan Kaynak da bağırıyor. Telefonu en son şu cümleyi söyleyerek kapattı ve benim de kanım dondu: “Ya yarım saate kadar buraya gelirsin, ya önüme çıkan ilk erkeğe veririm!” Sonra döndü kız arkadaşına, büyük bir kahkaha attı: “Şimdi gelmesin de göreyim!”


Aklımın içinde dönen düşünceleri tahmin edersiniz sanırım. Sizin gibi, ben de bir müddet kalakaldım. Veririm derken??? Senin daha yaşın kaç? Sen ne zaman seviştin de, konuyu vermeye kadar getirdin? Allah’ım aklımı koru! Yürüyerek hızlandım, önlerine geçtim, bir daha suratına baktım. Olur ya, belki ben yanılmışımdır, yaşı o kadar da genç değildir. Hayır yahu, yanılmamışım! Vallahi 15 var yok!


İçimden, kızı çevirip suratına şöyle sağlam bir tokat atıp, biraz da sallayıp, “kendine ne yaptığının farkında mısın” diye sormak geldi. Elbette yapamadım, zaten çözüm de bu değildi!


Bizim toplumsal kültürümüzü acilen değiştirmemiz gerekiyor. Öncelikle şu “vermek” kelimesini hep beraber dilimizden silelim lütfen. Bu kelime, bilinçaltımızda şu düşüncenin dışa vurumudur: Kadın olarak görevin, bedenini erkeğe sunmak ve bunun bir hediye olduğunu kabul etmektir.


Hayır! Cinsellik, her insanın doğal gereksinimidir ancak karşı cinse silah olarak kullanılamaz veya lütuf olarak sunulamaz. Senin bedenin mal değildir. Sen, bedeninden ve kendinden sorumlusun! Cinsellik, iki insanın birbirine duyduğu aşkın uzantısıdır. Bir kadın, bedenini bu kadar ucuza ortaya koymamalıdır.


Bayan Kaynak, yeni neslin kötü örneklerinden biridir. Elbette tüm genç kızlarımızın böyle olduğunu savunmuyorum. Ancak ciddi oranda kadınlarımızın bozulduğunu kabul etmemiz lazım. Ben acilen silkelenip kendimize gelmemiz gerektiğini düşünüyorum. Genç kızlarımızın kimliklerini ve bedenlerini, bu kadar genç yaşlarda ortaya sunmalarının yanlış olduğunu anlamaları gerekiyor. Annelerin, evlatlarını yetiştirirken, bedenlerine sahip çıkmaları gerektiğini anlatmaları gerekiyor. Onların geleceğin anneleri olduklarını ve toplumun geleceğinin de onların yetiştireceği çocukların eseri olacağını bilmeleri gerekiyor.


Kadınlar; cinsel özgürlüklerini kazanmakla, ruhlarını yok etmek arasındaki farkı anlamak zorundalar! Kadınlar kendi değerlerini korumak zorundalar! Kadının zarafetine, ruhuna ve kimliğine uygun davranmak zorundalar! Yoksa bizim bu kızlara söyleyecek hiçbir lafım kalmaz!


Candan Ünal

Yüksek Topuklar Aşk & İlişkiler Editörü

candan.unal@yuksektopuklar.net


*Tüm hakları Yüksek Topuklar.net’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.