Birlikte kahve içip sohbet ettiğiniz, her gün olmasa da sıklıkla konuştuğunuz bir arkadaşınız çaktırmadan kaybolduysa, bir ilişki içinde olması yüksek ihtimaldir. Kadınların hayatına aşk girdiğinde diğer her şey ikinci planda kalır. Böyle zamanlarda hiç üstüne gitmeyip, şöyle doya doya yaşaması için biraz zaman vermek gerekir. Nasılsa cicim ayları biter, muhteşem heyecanların yerini gündelik hayat ve alışkanlık alır; o zaman herkes ortaya çıkar. Bu süre ilişkinin içeriğine bağlı olarak, ortalama 2 ay ile 5 ay arasında değişir.

Öğleden sonra çalan telefonuma baktım, “Şule arıyor” yazıyor. Benimki yataktan çıkmış sonunda! Gülümseyerek açtım. Muhteşem bir aşk yaşadığını, mutlu olduğunu, bana anlatmaya fırsatı olmadığını, adamın kim olduğunu falan anlatacak diye bekliyordum. Öyle olmadı. “Acil durum, her zaman ki yer, saat 17’de, kapatmam lazım, öptüm!” dedi ve gerçekten kapattı. Benim ettiğim tek kelime olan alo, havada asılı kaldı.

Bizde acil durum telefonu, gerçekten acil bir durum varsa kullanılır. Karşı tarafın iki eli kanda olsa gelecektir. Durum vahim demek ki! Yeni enişteyle ilgili sorun var gibi duruyor. Saat 16.40 ve ben her zaman gittiğimiz yerde kahve siparişimi vermiş, garsonla üstü yarı açık olan kısımda neden sigara içemediğim yüzünden kavgamı ederek masa değiştirmiş ve Şule’nin muhtemelen geç kalacağına olan inancıma rağmen, neden erken geldiğimi anlayamadan kitabımı okumaya çalışmaktayım. Saat 16.58 ve bir ilk gerçekleşti. Şule ilk defa saatinden önce randevusuna geldi. Şaşkın gözlerle kalabalığın içinde beni aradı. Elimi kaldırıp görmesini sağladığımda, yüzüne bir tebessüm ve huzur yayıldı. Masaya oturdu ve kurulmuş bebek gibi hızla anlatmaya başladı.

3 aydır birlikte olduğu bir adam varmış. Son derece güzel bir ilişki yaşıyorlarmış. Haftada 4-5 gün buluşup, yemeğe gidip, sinema keyfi yapıp, sevişip, birlikte uyuyorlarmış. Ayrıca birbirleriyle o kadar iyi anlaşıyorlarmış ki, Allah bozmasın, kendileri bile inanamıyorlarmış. Önceki gün caddede yürüyüş yaparlarken, eniştenin iki arkadaşı ile karşılaşmışlar. Tanıştırma aşamasını pas geçmiş adam, bizimki de hırsına elini uzatıp adını söyleyerek kendini tanıtmış. Adam, “Pardon, unuttum, Şule, arkadaşım, bunlar da Metin ve Dilaver, arkadaşlarım” demiş.

Bizimkinin anlattığına göre, Şule için arkadaşım derken öyle bir tonlama kullanmış ki, hani aramızda bir şey yok, sadece arkadaşız ifadesi çıkmış. Bunu kafasına takmış elbette bizimki, birkaç saat sonra, neden sevgilisi olarak tanıştırmadığını sorduğunda şu cevabı almış: “Mutlaka bir isim koymak şart mı?”

Yok canım, koymayın! Siz yatıp kalkın, 3 ay boyunca haftanın neredeyse her gününü birlikte geçirin, beraber yemeğe gidin, evde yemek yapın, film izleyin, el ele yürüyüşe çıkın, yani bir ilişki içinde sevgili olan herkesin yaptığını yapın ama adını koymayın. Girsin, çıksın kalbini bozma derler buna!

Sonra ben kızınca, adım sinirliye çıkıyor. Peki, bu saçmalığa bir isim koyabilir miyiz? Beyefendinin acaba hangi konuda sorunu var? Bağlanma problemi, kadınlardan nefret etmek, çocukluktan kalma psikolojik aile kuramam sorunu, özgürlüğün kısıtlanmasından korkmak, acaba hangisi? Cevap: Hiçbiri! Neden mi? Buyurun sorun denilen bahaneleri inceleyelim birlikte: Kadınlardan nefret ediyor olsa, bir kadınla birlikte olmaz herhalde diye düşünüyorum. Demek ki bu değil. Bağlanma problemi olan adam, haftanın 5 günü koşa koşa kadının yanına gider mi? Zaten bağlanmış oluyorsun, ortada problem falan yok yani. Özgürlüğün kısıtlanması korkusu desek, o da olamaz, kimsenin adamı silah zoruyla bizim kızın yanına götürdüğü de yok. Zaten kızın işi gücü başından aşkın, her dakika arayıp nerede olduğunu soran bir tip de değildir. Ayrıca özgürlük dediğin başka kadınlarla yatabilme hakkı ise, bunu canı isteyen yapıyor zaten, izin isteyen mi var ki? Çocukluğa dayalı aile kurmaya karşı gelişen psikolojik durum diyelim, bizimki bazı özel sebeplerden dolayı zaten şu anda evlenemez, evlenmeyi de aklından bile geçirmez, adamın da bundan haberi var. Eh, demek ki bu da değil. Peki, sorununuz ne kardeşim?

Mutlaka bir isim koymak şart mıymış? 3 aydır birlikte olduğun kadına sevgili unvanını mı layık göremedi acaba? Çok fazla magazin seyrediyor da olabilir, paparazzilere yakalanan ünlülerin, sadece arkadaş olduklarını belirten beyanlarından çok etkilenmiştir belki. Yok canım, isim koymak falan şart değil. Bence sen o ilişkiye isim koyamıyorsan, hatta ilişki bile diyemiyorsan, birlikte olmadığını iddia ettiğin kadını aramayı bırakacaksın, sağ elinle olan randevularına kaldığın yerden devam edeceksin. Kimseye de böyle muamele etmeyeceksin. Yoksa benim sana bir isim koymam an meselesi, aslında koydum da, şart değil diye burada açıklamıyorum. Bu yazı da ne acı ki bu finalle bitecek yine: Anlayana….

Candan Ünal
Yüksek Topuklar Aşk ve İlişkiler Editörü
Candan.unal@yuksektopuklar.net

*Tüm hakları Yüksek Topuklar.net’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.