Tam buraya, bana bir yenilenmek lazım diyerek uçup uçup parmağıma konacak uğur böceğini beklerken, düzenli olursam ve odaklanırsam istediklerimi yapabileceğimi anladım.

Uyandığımda ılık bir duş alıp mis kokulu jelle vücudumu keseledim. Saçlarımı birkaç kez yıkadım. En sevdiğim parfümümü sıktım. Üzerime olabilen kıyafetlerim arasından en renklileri seçtim. Protein ihtiyacımı karşılamak için kahvaltıma omlet yaptım. Balkona çıkıp 15 dakika ruhumu havalandırdım. Kahvemi yapıp bilgisayarın başına oturdum ve neredeyse 3 aydır bitiremediğim işlerimi maddeler halinde yazmaya başladım. Taslakları oluşturdum, e-postalara yanıt verdim. Akşam üzeri olmuşken tüm işlerim bitmişti.

İş yoğunluğunu üzerimden attığım için tekrar kendimle ilgilenmek istedim. Hemen kilo veremeyeceğime göre hemen tüylerimden kurtularak yenilenme projemin ilk adımını başarıyla tamamlayabilirdim. Bakkaldan 3 TL’ye ısıtılarak kullanılan ağdalardan aldım, evde ağda bezi kalmadığı için eski gömleklerimden birini ağda bezi olarak kullanmaya karar verdim. Hatırladığım kadarıyla tüylerimi alırken en az acıyan yerim bacaklarımdı ve oradan başlayabilirdim. Cesaretimi topladım, ağdayı bacağıma sürüp bezi yapıştırdım. 1-2-3 diye sayıp ağdayı çekmek istedim ama hayır olmadı! Yavaşça çekmeye çalıştım bu kez de tüyleri alamadım. Bu iş böyle olmayacak diyerek epilatör kullanmak istedim ama birkaç kez epilatör kullandıktan sonra bacaklarımda oluşan batıkları hatırlayınca vazgeçtim. Yapacağım en doğru iş kuaföre gitmek olacaktı. Gittim de!

“Acıyor, biraz yavaş olun, vallahi çok acıyor” yalvarmalarımdan sonra vücudumdaki gerçekten istemediğim tüylerimden kurtuldum. Kaşlarımı ve bıyıklarımı aldırdım. Sonuç harika, yüzüm gözüm açıldı. Buraya kadar gelmişim bari saçlarıma bir fön çektireyim diyerek kuaförün yanına gittim ve işte böylece Hürrem’in saç rengi oldum!

“Bak sana çok yakışır, zaten şimdi herkes bu rengi istiyor”, “biraz da uçlarından alırız fıstık gibi olursun”, “boya koruyucu şampuan veririm aylarca kullanırsın”, “sende Sultan havası var” ikna cümlelerinden sonra saçlarımı boyatmaya karar verdim. Zaten bilirsiniz, hayat pek istediğimiz gibi gitmeyince önce saçlarımızı değiştirmek isteriz. Sex and the City’de Carrie Bradshaw’un Mr. Big’den ayrıldıktan sonra saçlarını koyu renge boyattığını hatırlıyorsunuzdur.

Şeytana pardon kuaförüme uydum ve saçlarımı Hürrem’in renginde boyattım. Aynaya her baktığımda şaşırıyorum. Henüz saçlarımın yeni rengini kabullenemedim. Hadi itiraf edeyim: acaba Cihan görse beğenir mi diye düşündüm…

Geçen sene Bihter çizmelerinden etkilenmiştim bu sene de kısmetimde Hürrem Sultan varmış. Sülüman gibi bir hünkar bulayım kendime peşpeşe şehzade doğurayım bari.

Yenilenme projemin ikinci bölümünde selülitlerden kurtulmak ve zayıflamak var. Daha önce denediğim yöntemlere başvuracağım ama yaşım 30u geçtiği için eskiye göre daha zor kilo vereceğimi söylüyorlar, sinir oluyorum!

Aslında Hürrem’in saç renginin tonunu söylerdim ama evde denediğinizde nasıl sonuç alırsınız bilemediğimden üzerime sorumluluk almak istemiyorum. Mutlaka denemek istiyorum diyorsanız; bana bir e-posta göndermeniz yeterli.

Feraye Demir
İletişim için e-mail: ferayedemir@gmail.com