Defalarca özür diliyor annesi benden, “böyle olacağını bilseydim inan söylemezdim” diyor. Dilim dönse, hiçbir suçu olmadığını anlatmak istiyorum ama yapamıyorum. Hani bazen rüyanızda bağırırsınız sesiniz çıkmaz; kaçmaya çalışırsınız ama hareket edemezsiniz, işte tam böyle bir haldeyim…
“Seni beklerken öldüm” diyen Cihan’ın nerede ve kiminle yaşadığını merak ediyorum. İsmini bilmediğim o kadını gözümde canlandırmaya çalışıyorum. İçimi garip bir kıskançlık hissi kaplıyor. Biz birlikteyken “evlilik dünyanın saçma olayı” diyen Cihan; evlenebiliyor. Bana layık görmediği soyadını başka bir kadına verebiliyor. Benden güzel mi, benden akıllı mı, benden genç mi diye aptalca sorular geçiyor aklımdan. Öyle olsa ne olur olmasa ne olur ki?
Yıllardır hayaliyle yaşadığım, karşıma çıkan her adamda aradığım, mutlu olamadığım, bana bir tek kelime söylesin diye dualar ettiğim, gecelerce ağladığım Cihan; başka bir kadının kocasıymış…
Evet, geçmişten konuşmamaya karar vermiştik. Evet, şimdi evli değil. Evet, artık benim sevgilim ama mantıklı düşünemiyorum. Bana vermediğini altın tepsi içinde başka bir kadına sunmuş. Belki devamını merak edip sorsam, bir çocuğu olduğunu bile öğrenebilirim.
Anlamaya çalışıyorum, yargısız infaz yapmak istemiyorum ama nasıl olur da böylesine önemli bir durumu benimle paylaşmaz, akıl sır erdiremiyorum…
Tamam, Cihan’ı beklerken benim de ilişkilerim oldu ama hiçbirine evlenecek kadar teslim etmedim ki kendimi… Umutla Cihan’ın bana geri döneceğini düşündüm, kalbimdeki izlerini kimsenin görmesine izin vermedim.
Düşündükçe deliriyorum. Benim Cihan’ım; gözlerinin içine bakarak çocuk hayallerimi anlattığımda benimle dalga geçen, evlilik sözü açtığımda “saçmalama” diyebilen Cihan’ım başka bir kadınla evlenmiş…
Karanlık bir odaya kapatmak istiyorum kendimi…
Feraye Demir – Yüksek Topuklar
Tüm Yazılarımı Okumak için Buraya Tıklayın!