Hepimizin hayatında en az bir kere kullandığı bir cümledir: Hayır diyemiyorum. Kime, neye, ne zaman hayır diyemediğimiz çoğu zaman hiç fark etmediğimiz bir durum olarak yaşanır. Evet demek belki de daha risksizdir kişi için ya da daha kolay. Hadi birlikte bakalım neden hayır diyemediğimize ve bunun bize olan etkilerine…

Hayır diyememe korkusu

Biri sizden hiç yapmak istemeyeceğiniz bir şey istiyor. ‘’Hayır dersem kendimi kötü ve suçlu hissedeceğim’’, ‘’evet dersem de kendi isteklerimi göz ardı etmiş olacağım’’ düşünceleri zihninizi meşgul edebilir. Vereceğiniz cevabın iki yönlü bir bedeli vardır. Bir seçeneği bırakıp diğerine yönelmek demek; bir eleme yaparak karar vermek demektir. Bu kararı etkileyen faktörlerin bazılarını şöyle sıralayabiliriz. Hayır dersem karşımdaki reddedilmiş hissedebilir ve benim ona verdiğim önemi sorgulayabilir, benim bencil biri olduğumu düşünebilir ve ilişkimiz bozulabilir. Peki ya evet dediğimde ben ne hissederek veya düşünerek bunu yapıyorum? Aslında evet cevabı bize çocukluğumuzda öğretilenlerle yakından ilişkilidir. Ebeveynler çocuklarına kabul etmeyi ve itaat etmeyi öğreterek onları kontrol ederler ve çocuklukta içselleştirilen reddedememe davranışı yetişkinlikte de devam eder. Başkalarının onlar üzerindeki kontrolüne karşı gelemez ve içsel çatışmalar yaşayarak sonunda karşı tarafın isteğine boyun eğmek durumunda kalır. Biri tarafından kontrol edilmek kişide engellenmişlik hissi yaratır, bu duygu geçmişten geldiğinde baş etmesi çok daha zordur ve kişide öne çıkma ve atılganlık yetilerinde ketlenmeye sebep olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca sözel olarak ifade edilemeyen hislerin; bireylerin düşündüklerini olgun olmayan biçimde aktarmasına yol açtığı söylenebilir. Hayır denilemeyen kişiden kaçma, uzaklaşma veya sözel olarak kavgacı bir tutum takınma gibi dışa vurumlar görülmektedir.

Hayır diyemiyorum, ne yapmalıyım?

Engellenmişlik ve kontrol duygularından kurtulabilmenin temelinde izniniz olmadan kimsenin sizin duygu ve davranışlarınız üzerinde bir değişim talebinde bulunma hakkı olmadığı bilgisi yer almalıdır. Duygu ve davranışlarınızın kontrolünü kendi elinize alabilmeniz için öncelikli olarak hangi konularda ve kim tarafından sıklıkla manipülasyona maruz kaldığınız konusuna ve yetiştirilirken öğrendiğiniz kabul mekanizmalarına yoğunlaşmanız gerekir. Düşündüğünüzü rahatça söyleyemediğiniz anlarda aklınıza aşağıdakileri getirmeye çalışabilirsiniz; belki de o zaman bir başkasının kontrolünden çıkıp kendi varlığınızı ortaya koyabileceğiniz bir alan oluşturmayı başlayabilirsiniz.

  • Davranışlarınız ve düşünceleriniz için herkese açıklama yapmak ve gerekçe göstermek zorunda değilsiniz.
  • Başka birinin sorumluluğunda olan bir olayın çözümünde yer alıp almama kararı size aittir.
  • Fikirleriniz zamanla değişebilir.
  • Hatanızın sorumluluğunu aldığınız sürece bu hakka sahipsiniz.
  • Her sorunun cevabını bilmek zorunda değilsiniz, bilmiyorum deme seçeneğiniz olduğunu unutmayın.
  • Her zaman mantık sınırları çerçevesinde hareket edemeyebilirsiniz.
  • Sizden istenen ve beklenen davranışların tümüne olumlu yanıt vermek zorunda değilsiniz.
  • Herkes birbirinden farklı düşünebilir veya hissedebilir, esas olan iletişimi bozmayacak biçimde duygu ve düşüncelerinizi karşı tarafa aktarmaktır.

Uzman Psikolog Sena SOYSAL