Aydınlık bir yolda el ele yürüyoruz. Etrafımızı kokusu kaplamış. “Ah çok özledim bunu” diyorum. Yüzüme bakıyor, alnımdan öpüyor. Sıcaklığını hissediyorum. Sesim titrerken “seni çok özledim” diyorum. Ürpererek “ben de bebeğim” diyor. Bir yanımda O var, diğer yanımda turuncu balıklar… Rüyada olduğumu fark ediyorum. “Lütfen bu gerçek olsun, Allah’ım lütfen bunu bozma, O’nu benden alma” diyorum.

 

Uyanıyorum… Televizyon açık kalmış. Şaşırarak gözlerimi kapatıp açıyorum. “Nasıl yani?” diyorum. Tam karşımda, beyaz camda duruyor. Üzerinde çok sevdiğim kırmızı tişörtü var. En sevdiğim kelimeleriyle konuşuyor. Sesi, muzur gözleri, kısacık saçları kalbimi çöl rüzgârı gibi yakıp geçiyor. İnanamıyorum. Az önce rüyamda gördüğüm şimdi televizyon ekranında ama yanımda değil!

 

Bir fincan kahve içiyorum. Sigara yakıyorum. Yokluğu katran gibi içime işliyor. Olmayacağını bilerek her solukta O’nu diliyorum. “Lütfen gelsin bir daha hiç gitmesin” diye dua ediyorum…

 

Dokunuşlarıyla hayatımı güzelleştirirdi, her cümlesiyle günümü aydınlatırdı, taze teniyle kokusuyla büyülerdi… Tam anlamıyla beni gözünden sakınırdı…

 

Peki, ne yaptım?

 

Balon gibi şişmiş egom, bir anlık öfkem, küstahlığımla onu terk ettim. Sustum, konuşmasına izin vermedim.

 

Dedi ki;

 

“Can o güzel yüzüne vurgun, neyleyim;
Gönül tatlı diline tutkun, neyleyim;
Can da, gönül de sır incileriyle dolu:
Ama dile kilit vurmuşsun, neyleyim. “

 

O kadar ısrarlıydım ki hayatımdan gitmesi için gitti… Onu bırakıp gittim. Günler geçti. Yüreğim yanmaya başladı. Ağladım, günlerce ağladım. Ne af dilemeye cesaretim oldu ne de onu geri istemeye…

 

Aşklar geldi, geçti. Bir tek O kaldı yerinde… Yaşadığım her gün hiç durmadan O’nu özlüyorum ve sadece O’nu sadece seviyorum…

 

Gitmesini istediğim için, geri dönülmeyecek bir yola girmemize sebep olduğum için, öksüz kaldığım için çok ama çok pişmanım…

 

Perişanım…

 

Now you’re telling me
You’re not nostalgic
Then give me another word for it
You who are so good with words
And at keeping things vague
Because I need some of that vagueness now
It’s all come back too clearly
Yes I loved you dearly
And if you’re offering me diamonds and rust
I’ve already paid

 

Feraye Demir