Hamilelik döneminde alınan kilolar omurganın öne doğru eğilmesine, bunun sonucunda da kalıcı şekil bozukluğuna ve kronik ağrılara neden olabiliyor. Hamilelik sonrasında kamburluğun kalıcı olmaması için Yüksek Topuklar ekibi olarak Uzm. Dr. İlker Solmaz’ın önerilerine kulak verdik. Solmaz’a göre hamilelik öncesinde uygulanan koruyucu tedavi yöntemi Profilaktik Proloterapi uygulaması ile şekil bozukluklarından ve ağrılardan kurtulmak mümkün.
Rahat bir hamilelik için;
Dünyada 1930 yılından beri hasarlı dokuların tedavisinde uygulanan koruyucu tedavi yöntemi enjeksiyon uygulaması Profilaktik Proloterapi ile omurga kemikleri arasında bulunan dokular ve omurgayı saran, dik durmasını sağlayan bağlar güçlendirilmekte. Bu dokularının güçlendirilmesi ile; hamilelikteki kilo alımına bağlı oluşan omurgadaki eğilme ile gelişen şekil bozukluklarının, kamburluk riskinin, kronik sırt ve bel ağrıların önüne geçilebilmekte.
Dokularınızı güçlendirerek şekil bozukluğuna son verin!
“ Vücudun bütüncül mekanizmasında hayati bir göreve sahip olan dokuların sağlamlığı zindelik ve ağrısız bir yaşam için çok önemlidir. Özellikle hamilelik döneminde vücudun ağırlık dengesi hızla değişir. Bu da yükü taşıyan eklemlerde baskının artmasına ve dolayısıyla çeşitli ağrılara yol açar. Hamilelik öncesinde kas, eklem ve bağ dokularının güçlendirilmesi ile ağrısız ve rahat bir hamileliğin geçirilmesi mümkündür”
“Gebelik öncesinde zayıf olduğu tespit edilen eklem, kas ve bağ dokularına Profilaktik Proloterapi tedavisi uygulandığında ağrısız bir hamilelik geçirme imkanı yakalayacak anne adayının rahatlığı ve mutluğu bebeğin gelişimini de önemli ölçüde etkileyecektir” diyen Uzm. Dr. İlker Solmaz, gebelikten önce eklemlerde bulunan işlev bozuklukları ne kadar erken tanımlanıp tedavi edilirse, tedavide başarı şansı da o kadar artar açıklamasında bulundu.
Vücudun kedini kendini iyileştirme mekanizmasını devreye sokan doğal bir ağrı tedavisi olan Profilaktik Proloterapi’nin hamilelik öncesinde olduğu gibi hamilelik sonrasında da hasar gören, yıpranan dokuların iyileştirilmesinde uygulanan bir tedavi olduğuna da değinen Dr. Solmaz, yöntem hakkında detaylı bilgiler verdi. Solmaz, “Ağrının kaynağı olan hasar görmüş veya işlevini kaybetmiş bölgeye şekerli sudan oluşan özel bir solüsyonun enjekte edilmesiyle hasarlı bölgede mikropsuz iltihap oluşturulur. Vücut, oluşturulan bu mikrobu yok etmek için, hasarlı doku üzerine tamir edici hücreleri hızla göndererek hasarlı dokuyu tamir eder”.