Saniyeler birbirini kovalarken, dakikalar geçerken, dakikalar saat olurken, benim bir durup silkelenesim var. Silkelenip sıfırlanmak…
Her birimiz hayatlarımızda bir şeyler elde etmek için çalışıyoruz. Sevdiklerimize ve kendimize ayıracağımız vakitlerden çalıp, gelecek için şimdiyi harcıyoruz. Şimdiden çalınmış anlar yanımıza kar. Ancak şimdinin büyük kısmını gelecek için tüketmiyor muyuz? Gelecek şimdi olunca da, bir sonraki gelecek için tüketilmeyecek mi?

Yani krediden yiyoruz zamanı da. Ayni kredi kartından yaptığımız harcamalarımız gibi. Henüz bizim olmayan paraları harcarken ne yapıyorsak, sahip olduğumuz şu anı, gelecek için tüketirken, gelecekten aldığımız krediyi harcıyoruz. Gelecek şimdi olunca, yine başka bir gelecek olacak nasılsa…Bir fark var ki, kredi kartı alarm veriyor limit aşımında. Oysa şimdinin limiti daha az olsa da, alarm ya da uyarı çok geç duyuluyor. Çok geç oluyor farkedilince. “Zafer elde etmiş olmam lazımdı.” derken içimizdeki ses, derinden kırık bir kalp sızısı ona eşlik ediyor. Ve son söz: “İflas ettin. Zafer bu değilmiş…’’

Eşyalara sahip olmaya çalışıyoruz. Oluyoruz da…Bir bakıyoruz ki, o eşyalar bize sahip olmuş aslında. Kımıldayamıyoruz.
Ağırlaşıyoruz. Korkuyoruz. Bırakıp gidemiyoruz. “Nasıl yaparım?” sorusu kafamızda yankılanıyor.

Tek doğru yok aslında. Kimisi için kendini garanti altına almak için calışmak ve bugünü, yarın için harcamak “yatırım” olabilir. İçinde huzur hissetmek ve rahat uyumak için, belki de bu gerekiyordur kimilerine. Önemli olan  şu: Özgür hissedebilmek. Yani özgürleşmek en iyisi. Bu da göreceli…Özgürleşme hissi, “kimseye muhtaç olmamak” olabilir bazıları için. O zaman, doğru olan onun için “kendini garanti altına” almak olabilir. Ancak “Garanti olan bir şey var mı bu dünyada?” diye sorsam o kişilere, ne derler diye çok merak ediyorum doğrusu.

Ben ise, bilinmeyenlerle dolu olan bu yolda, bir saniye sonrasını bilmeden yol alırken, daha hafif olup, maddi ya da manevi bir şeylere bağımlı olmadan daha da yükseleceğime inanıyorum. Yükseldikçe de, daha özgürleşeceğime…Özgürleştikçe de, daha “bütün” hissedeceğime…Yüklerden arınmak, maddi ve manevi temizlik hissi verecek bana. Temiz ve huzurlu bir zihin verecek…Tertemiz bir zihin ile de, şu ana daha cok derinlik ve anlam katabilecegim. Sadece elimde olanla bütünleşebileceğim. “An” ile… Yani, bu dünyada garanti olan tek ve yegane şey ile…

Figen Bıyık