Gelelim senin sorununa. İlişkini, eline bir kalem alıp, çizgilerle köşeye sıkıştırmışsın. Hatların o kadar keskin ki, bu sınırları geçip başka yerlerde nefes alması biraz zor görünüyor.Evlilikler sadece iki insanın değil, ailelerin de birlikteliğini getirir. Ancak burada iki yetişkin insanın birbirlerine olan gerçek sevgileri varsa, konu rahatlıkla çözüme ulaştırılabilir. Sen olayları, onun tarafı ve senin tarafın olarak ikiye ayırmışsın. Aranızdaki farkları da belirlemişsin, bütün bu değişik yaşam biçimlerini kafanda ölçüp, biçip, aslında ilişkinizin yürümeyeceğine, bilinçaltında karar vermişsin. Muhtemelen vicdanın ve kalbin biraz baskı yaptığı için, şimdi kendini sıkışmış hissediyorsun.
Her zaman üçüncü bir yolun var olacağına inandığını söylemişsin ve bu konuda haklısın. Benim görüşüm şudur ki, iki insan birbirini gerçekten seviyor ve bir hayatı paylaşmak istiyorlarsa, bunu becerirler. Senin aradığın üçüncü yol, birbirinizi sevmenizden geçiyor.
Mutlaka onun veya senin yaşam düzenine yakın bir hayat kurmak zorunda değilsiniz. İkinizin de ailelerinden ve çevresinden biraz uzak duran bir ilişkiyi rahatlıkla yürütebilirsiniz. Herkes kendi ailesiyle istediği kadar görüşür. Özel günler dışında pek bir araya gelinmez. Herkes saygı çerçevesinde evliliğini yürütür. Ancak bu yola çıkabilmek için, öncelikle birbirinizin sevgisine inanmalı ve bazı özverilerde bulunmayı kabul etmelisiniz. Kuracağınız hayat, ikinizin şu anda sürdürdüğü biçime benzemek zorunda değil. Yeni bir rota çizebilirsiniz. Bunu yapan ve evliliğini mutlu bir şekilde devam ettiren pek çok çift var.
Bence sen erkek arkadaşını karşına al ve konuş. Böyle bir yola beraber çıkmayı gerçekten ister mi? Bu sorumluluğu aşkı için taşıyabilir mi? Sen de kendinle yüzleşmeyi dene. Gerçekten ömrünün sonuna kadar erkek arkadaşınla beraber uyanarak, yaşamın tüm zorluklarını birlikte göğüslemeyi istiyor musun?
İkinizden birinin gözü korkarsa, yol yakınken dönmek mantıklı olur. Ancak hiçbir konuşma yapmadan, farklı çözümleri göz önünde bulundurmadan ayrılığa gitmek, sizi ancak yanlışa sürükler diye düşünüyorum. Umarım yardımcı olabilmişimdir. Sevgilerimle…
Candan Ünal
Yüksek Topuklar Aşk&İlişkiler Editörü
candan.unal@yuksektopuklar.net
Not: Mektup çok uzun olduğundan bir kısmını yayınlayabiliyorum.
Candan Sohbetlere Mektup Göndermek için Tıklayın
İyi günler
Çorba olmuş kafamı biraz olsun berraklaştırabilmek adına bir yardımınız dokunabilir mi diye yazıyorum.
Ben 24 yaşında üniversite son sınıfta okuyan bir kızım. 3,5 yıllık bir ilişkim var. Sevgilimle tamamen ayrı dünyaların insanlarıyız. Etnik kökenimiz, ana dillerimiz, mezheplerimiz, giyim tarzımız, müzik tarzımız, aile yapılarımız ve daha pek çok şey tamamen farklı. O çok kalabalık bir ailede büyümüş, 2 odalı bir evde, çalışarak ailesine destek olmak zorunda kalmış birisi. Benim hem annem hem babam çalışıyor ikisi de çok iyi bir mevkide, 2 kardeşiz, her yaz tatil yapan, şehirde yaşayan, çekirdek bir aileyiz.
Bunları gözünüzde bizi daha iyi canlandırmanız için yazdım. İlk başlarda bu durumu yadırgamadım dersem yalan olur. Onunla bu ilişkiye başlarken çok farklı olduğumuzu biliyordum, bir geleceğimiz olamayacağını düşünmüştüm ama engelleyemediğim bir biçimde ona çekildim. Pek çok kişi için eksi kabul edilebilecek yukarıda saydığım özellikleri (ki böyleydi) beni cezp etti diyebilirim. Onu etraftaki erkeklerden farklı kıldı gözümde, geleneksel yapısı, ailesine bağımlı olmayışı, erken yaşta çalışıp hayatı tanımış olması beni ona çekti. Sonuçta tüm farklılıklarımıza rağmen biz üniversitede aynı sınıfta buluşmuştuk, sanki hayat onu bana getirmişti. O da ben de bu ilişkiyi istemedik ama engel de olamadık. Ona gerçek anlamda aşıktım. Böyle böyle 3,5 yılı geride bıraktık. Ama gelin görün ki çok sorunlu bir ilişki oldu bizimkisi her zaman. Ne o beni memnun edebildi ne ben onu. Ayrılıp barışmalarla geçti. Çok üzüldüm, çok yıprandım, o da aynı şekilde. Ama bir türlü kopamadık. Ondan ayrıldığımda dünyanın en mutsuz kişisi oluyorum onunlayken de bir türlü mutlu olamıyoruz.
Ne olur beni yargılamayın, ben tatminsiz miyim, ne istediğimi mi bilmiyorum bunları bile tespit edebilmiş değilim.çok kötü bir çocukluk geçirdim göründüğü gibi tozpembe olamadı hiç hayatım. Kimseye anlatamadığım ciddi acılar yaşadım. Bunların da etkisi muhakkak var. Tek bildiğim yatıp kalkıp çorba olmuş kafamla ortalıkta dolaştığım, sürekli beynimin bu konulara işlediği ve bir türlü içinden çıkamadığım. Uzattım, değerli görüşlerinizi, yorumlarınızı bekliyorum.
Candan Sohbetlere Mektup Göndermek için Tıklayın