Bazı insanlara, “önünde duvar var, çarpacaksın” dersin ama onlar çarpmadan anlayamazlar. Şu mektubunu bir de kendin okusan, cevabın içinde saklı olduğunu göreceksin. Bana kalırsa, sen zaten kararını vermişsin. Bu ilişkiyi deneyeceksin gibi duruyor.
Senin her mektubunda içimi acıtan bir nokta var: Mehtap neden kendini sevmiyor? Bu soruyu düşünüyorum. Kendinle kavganın ne olduğunu ancak sen bulabilirsin. Adam dürüstçe, gezip eğleneceğini, başka kadınlarla birlikte olacağını söylüyor. Her gün aynı yemek yenmez sözünün altında, sana ihanet edeceğinin büyük harflerle yazılı olduğunu fark etmedin mi?
Mehtapcığım, ben sana ne desem bilemiyorum. Bu kadar sıkıntı çekip bir ayrılık geçirdin. Ne çabuk unuttun o zamanları? Gideceği yere kadar gitsin diyorsun ama bu ilişkinin bir yere gideceği yok ki! Neden kendini kandırıyorsun güzel kardeşim?
Söylemeyi düşündüğün yalana gelince, çocukça! Bu adamın seninle ilgili bir gelecek düşünmediğini anlamak için, böyle bir oyuna başvurmana gerek yok ki! Adam zaten söylüyor olmayacağını, neyini araştıracaksın?
Benim fikrim, eğer bu ilişkiye dönersen, kendi canını acıtmaktan başka bir şey yapmış olmazsın. Sen güçlü bir kızsın. Öyle komik bahanelerle kimseyi uzaklaştıramazsın. İstemediğini söylersin, olur biter. Ayrıca, beğenen biri var hikayesine kimse kanmaz. Kanmış gibi yapar, seni bir müddet oyalar sonra yine eski haline döner. Neden kendini bu adamın ellerine teslim etmek istediğini anlamış değilim. Sonuçta bu hayat senin, yaptığın bütün seçimlerin bedelini kendin ödersin. Hayatını değerli ve kendini önemli kılmadığın sürece, kuyruğunu kovalayan kedi misali, sürekli yanlış ilişkiler içinde savrulup duracaksın. Hayat çok kısa, kendine bunu yapma. Şu laf da, senin durumuna çok uyacak sanırım: Eskiye rağbet olsa, bit pazarına nur yağardı!
Sevgiler….
Candan Ünal
Yüksek Topuklar Aşk & İlişkiler Editörü
candan.unal@yuksektopuklar.net
Candan Sohbetler’e Mektup Göndermek için TIKLAYIN!
Selam…
Candan abla yine ben! Biliyorum sıkıldın benden ama inan ki öle karışığım ki, ne yapacağımı nasıl davranacağımı bilmiyorum. Eski sevgilim, hani şu beni üzen, canı istedi zaman arayan ve benim sonunda dayanamayıp ayrıldığım; işte yine o aramaya devam ediyor ve Allah kahretsin ki, bende hala karşılık veriyorum. Yani şöyle, ilk zamanlar açmadım telefonlarımı, hatta hattımı değiştirdim ama olmadı. Yine eski hattımı taktım, aramalarını reddettim ama ta ki gecen pazar gününe kadar. Akşama doğru aradı. Müsaitsen çay içmeye gidelim dedi. Aslında gitmek için can atıyorum ama hayır dedim. Israr etti. Kabul ettim, gittik. Bazen bir sevgili gibi, bazen bir arkadaş gibi konuştuk.
Demiştim ya, özgürlüğüne çok düşkün diye. Bu konudan bahsettik. Evlenmekten korktuğunu, baskı altına giremeyeceğini anlattı. Ben de bunun nedeni sordum, onu sorgulamadan neden korkuyorsun, korkma seninle evlenmeyeceğim dedim. Ama nedeni merak ediyorum dedim. O da, ben alışmışım gezmeye, kafamın estiğini yapmaya, en önemlisi cinsellik anlamında her gün aynı yemek yenir mi misali dedi. Onunla evlenmeyi ben de düşünmüyorum. Dedim ya imkansız ama onunla vakit geçirmek sevdiğim kişiyle gidebildiği yere kadar gitsin istiyorum. Bazen tanıyamıyorum onu. Bir bakmışım çok iyi, bir bakmışım hiç beni tanımıyor gibi. Üzerinde benim aldığım gömlek ve kol düğmesi vardı. Giyerken beni hatırlıyor musun dedim. Hatırlamaz mıyım dedi. Sonra biz nerdeyse aynı mahalledeyiz, yani yakınız birbirimize. Onun arkadaşlarının eşleriyle, ben de arkadaşım ve arkadaşları biliyorlarmış onun arkadaşları beni tanıdıkça gidip ona, bak bizim komşu iyi kız, efendi kız niye ayrıldın ondan demişler. Bu da onun hoşuna gidiyor. galiba anlatırken bana mutlu oluyor. Neyse kalktık oradan. Eve bırakacak beni arabasıyla, aramızda bir yakınlaşma oldu. Sonra ben indim arabadan eve geldim. şimdi ne olacak dedim kendi kendime. Al yine başa döndük. Korkuyorum yine üzüleceğim biliyorum ama duygularıma engel olamıyorum. Bir yanım bırak düşünme sen tek daha mutlusun, bir yanımda onu istiyor. Aklıma bir şey geliyor aslında ama bilmiyorum hayatıma birinin girmek istediğini söylesem ve bunu ona söylesem. Yani böyle birisi var beni tanımak istiyor, eğer ben bu kişiye evet dersem, yeni bir ilişkiye başlayacağım. Senden de beni artık rahatsız etmemeni istiyorum desem. Hem ne tepki vereceğini ölçsem, hem belki ben sana bir gelecek vaat edemiyorum der, başla yeni bir ilişkiye derse, bende kendime bir yol çizerim. Sizce nasıl yoksa böyle hayatıma bir girip bir çıkması, beni yokluğundan daha çok üzüyor. Cevap merakla bekliyorum…Kısacası ıssız adam filmindeki Alper’den farkı yok her yönüyle ve ben bunla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum!!!