Sinsi Karizmatikler! 

 

Bu modellere sinsi karizmatikler diyorum çünkü neredeyse geceleri bile güneş gözlüğüyle dolaşacak gibidirler. Şık giyinirler, modayı takip ederler, kıyafete yatırım yaparlar çünkü geçim kaynakları(!) budur. Güneş gözlüğünün altından kime baktıklarını asla anlayamazsın. Öyle her kadına bakmazlar. Hedefe kilitlenirler. Genellikle ağızları laf yapar ve sizinle tanışmayı bir şekilde becerirler.

 

Şimdilerde tiki diyorlar ya, kısmen bu tanımlamaya girebilirler. Ayakkabıları, kıyafetleri düzgündür. Özenlidir. Plajda bile görseniz, muhtemelen şık bir deniz şortu giyiyordur. Elbette vücutlarına da dikkat ederler. Doğal bir mıknatısları vardır. Kızların da ilgisini çeken tiplerdir.

 

Serseri mayın gibidirler. Kaç ve kovala taktiği yaşamlarının vazgeçilmezidir. Bu oyunu sever ve heyecan duyarlar. Elde edene ve sıkılana kadar peşinden koşarlar. Tam sen pes edip, kabul edersin; hatta yelkenlerin suya düşer, gördüğün ilgiden aşk sarhoşuna dönersin; o zaman terk ederler.

 

Köpekbalığı!

 

Bu tipler sert görünümlü ve maço erkeklerdir. Kadir İnanır ile Polat Alemdar’ın karışımının yandan yemiş haline benzerler. Etrafa sert bakışlar atan, kolunda kalın saat ve çoğunlukla elde veya araba vitesinde tespihle dolaşan arkadaşlardır.

 

Ben maço severim, beni ancak keser diyorsan; bir daha düşünmekte fayda vardır. Bu tipler, erkek imajına çok uygun gibi dururlar. İlk zamanlar sana nereye gittiğini, ne zaman geleceğini, eteğinin çok kısa olduğunu söylediğinde; kendini pek mutlu hisseder ve kollarına atılırsın. Sahiplenildiğini ve kıskanıldığını düşünürsün. İşte omzuna başını koyduğunda kendini kadın gibi hissettiğin o adam gelmiştir.

 

Sonra aradan zaman geçer ve bu baskıdan yorulmaya başlarsın. Özgürlüğünün anahtarını seve seve ona vermişsindir. Üstelik kurtulmaya çalıştığında da her pisliği yapar. Şiddet, küfür, taciz, artık ne varsa içinde hepsini kusar.

 

Salya Sümük Romantikler!

 

Buğulu bakışlar, entelektüel ile metroseksüel arasında sıkışıp kalmış olan tiplerdir. Genellikle onu bir yere dalmış düşünürken görürsün. Son derece kibar bir adam olduğundan, ruhuna iyi gelecek o zarafeti yakalarsın. Bir hayal aleminde gibidir. O konuşursa, sen ömür boyu dinleyecekmişsin gibi gelir.

 

Sana kör kütük aşık olur. Birlikte olmaya başladığınızda gün batımında deniz kenarında el ele oturmak, gece şarap eşliğinde bakışmak, kulağına fısıldanan aşk şiirleriyle büyülenirsin. Zaman geçtikçe bu adamda seni boğan şeyin ne olduğunu bulmaya çalışırsın.

 

Vıcık vıcık ve hiç dibinden ayrılmayan bu adamla ilk kavganızda, içinde senden daha beter bir kadın yaşadığını sesinin tizleşmesinden ve dolan gözlerinden anlarsın. Ancak artık çok geçtir çünkü terk etmek istediğinde salya sümük ağlamaya başlar. Telefonun ve kapının zili hiç durmaz. Onu terk edersen yaşayamayacağını bağıran ve bütün arkadaşlarını arayarak barıştırmalarını isteyen bu tipten kurtulmak uzun zaman alacaktır. Üstelik evde ampul değiştirmek gerektiğinde, bunu yine sen yapmak zorunda kalacaksın.

 

Ekran Kafalar!

 

Denize inerken yanına ipod, laptop ve iphone alan adamlar, benim sınıfımda ekran kafalılar arasında girerler. Ayrıca bu tabire akşam eve gelince seninle sohbet etmek yerine televizyona bakan veya bilgisayar başından kalkmayan, bütün hayatı teknoloji olmuş ve konuşmayı unutmuşlar da girer.

 

Televizyon kumandasına veya klavyeye yapışık yaşayan bu tipler, hayatında bir adam olup olmadığı konusunda seni şüpheye sürüklerler. Sohbet etmek, paylaşmak veya birlikte keyifli bir yemek bile mümkün olmayabilir. Sohbetiniz en fazla yeni keşfettiği bir internet sitesi, playstation oyunu veya futbol programları olacaktır.

 

Üstelik o meşgulken bir şey sorduğunda veya söylediğinde, sana ya cevap vermez, ya tersler. Ekran kafalıları terk etmek kolaydır çünkü yokluğunu çok geç fark ederler. Ayrıldığınızı mail yoluyla veya Facebook üzerinden bir mesajla ya da televizyon üzerine asılmış bir not kağıdıyla yaparsan, mesaj yerine ulaşacaktır.

 

Adam Olanlar!

 

Yukarıda verdiğim örneklerle erkekleri sınırlamak, tıpkı kadınları sınırlamak kadar anlamsız olacaktır. Bu verdiğim tiplemeler, çok göze batanlardır. Ancak bunun dışında elbette anlatılacak pek çok tipleme bulunur. Peki, hiç adam olanı yok mu? Var elbette! Ben ve pek çok arkadaşım hala umutla arıyoruz….

 

Candan Ünal
Yüksek Topuklar Aşk & İlişkiler Editörü
candan.unal@yuksektopuklar.net
Twitter: @candanunal
Facebook: www.facebook.com/candanunalaskveiliskiler

 

*Tüm hakları Yüksek Topuklar.net’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

[iframe width=”560″ height=”315″ src=”http://www.youtube.com/embed/DAesQfnvzd4″ frameborder=”0″ allowfullscreen]