D vitamini için en doğal kaynak güneş. Türkiye, D vitamini alımı açısından avantajlı bir ülke olarak görünse de klinik araştırmalar bunun tam tersini ortaya koyuyor. Yapılan son araştırmaya göre Türkiye’de 10 kişiden 9’unda D vitamini eksikliği görülüyor. Okan Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Emin Ünüvar, özellikle kadın ve çocukların günlük destek dozunda ve ihtiyaç doğrultusunda D vitamini takviyesi almalarını tavsiye ediyor. Ünüvar, bağışıklık sisteminin zayıflama nedeninin D vitamini olabileceğine dikkat çekiyor.
Türkiye her ne kadar güneş ışığından yararlanan bir ülke olsa da Nisan ve Ekim ayları arasında güneşi dik almaması nedeniyle D vitaminini tabii kaynaktan yüksek ölçüde sağlayamıyor.
Türkiye’de vitamin D eksikliği görülme sıklığı ve ilişkili faktörlere yönelik yapılan son çalışmada 10 kişiden 9’unda D vitamini eksikliği saptandı. Araştırmaya göre D vitamini eksikliğinin erkeklere oranla kadınlarda %93 daha yüksek oranda olduğu tespit edildi.
Prof. Dr. Emin Ünüvar, D vitamininin, kalsiyum ve fosfor emilimini hızlandırarak kemiklerin güçlenmesine yardım ettiğini ve bunun özellikle çocukların kemik gelişimi için oldukça önemli olduğunu belirtti. D vitamininin hem güneş yardımıyla vücut tarafından üretilebilen hem de dışarıdan besinler ve takviyeler ile alınabilen bir vitamin türü olduğu söyleyen Prof. Ünüvar, “D vitamini kemik dokusu dışında birçok organımızın çalışmasında da önemli role sahiptir. Vücudumuzdaki hemen hemen her hücreyi etkileyebilir. Hücre farklılaşmasında, fonksiyonlarında düzenleyici role sahiptir. Bağışıklık sistemimizi güçlü tutar ve aktif olmasını sağlar. Vücut hücreleri arasında sinerjiyi oluşturmada yardımcıdır” diye konuştu.
Güneş ışığından yararlanmama, mahrum kalma ve kullanılan bazı güneş koruyucuları ile bu koruyucuların bilinçsiz kullanılmasının yanı sıra Prof. Dr. Ünüvar, D vitamini eksikliğinin öne çıkan nedenlerini şöyle sıraladı: “Gıdalarla yetersiz D vitamini alımı ve beslenme biçimi, bazı sindirim sistemi hastalıklarında D vitamininin bağırsaktan yetersiz emilimi, böbrek ve karaciğer hastalığı sebebiyle D vitamininin aktif forma dönüşememesi, kullanılan bazı ilaç türleri D vitamini eksiliğine neden olabilir.’’
Vücuttaki D vitamini eksikliğinin kişinin kendini yorgun, gergin ve zayıf hissetmesine neden olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Ünüvar, bu eksikliğin oldukça yaygın olduğunun da altını çizdi.
Ünüvar, “Bu vitaminin eksikliği kasların zayıflamasının ve kas ağrılarının temel nedenlerinden biri olarak gösterilebilir. Özellikle doğurganlık çağındaki kadınlarda, demir eksikliği ve kansızlık riski oldukça yüksektir. Kasların yanı sıra periferik sinir dokusuna da olumsuz etki yapabilir. Buna bağlı olarak ağrılar, uyuşmalar, batmalar görülebilir. Kronik veya tekrarlayan ağrı sendromlarında D vitamini yetersizliği olumsuz etki yapabilen bir faktördür’’ uyarısında bulundu.
Kemiklerin gelişiminde oldukça etkili D vitamininin sadece kas ve kemik konusunda değil birçok hastalık üzerinde önemli derecede etkisi bulunduğuna dikkat çeken Prof. Ünüvar, ‘’D vitamini alımı; ileri yaşlarda yaşanan kemik kaybının önüne geçerken, kanser gelişiminin önlenmesinde önemli bir faktör, meme ve kolon kanseri riskini azaltıyor. Bebek ve çocuklarda kemik ve diş gelişimi için oldukça faydalı. Kemikleri sağlamlaştırarak kırılmasını önlerken bağışıklık sistemi içindeki etkisini de unutmamak gerek.’’ dedi.
Prof. Dr. Emin Ünüvar, vücut için varlığı ile neredeyse tam bir kalkan görevi gören D vitamininin kanda 20-30 ng/ml arası bir değerde olmasının yetersiz anlamına geldiğini kaydetti. Prof. Ünüvar; “Kanda 30 ng/ml ve üzeri sağlık için yeterli düzey kabul edilebilir. Bu üst sınır bazı araştırma sonuçlarında 50 ng/ml alınsa da günümüz son yayınlarında 30 ng/ml ve üzeri yeterlilik kabul edilir. Yaş gruplarına göre 0-2 yaş arası bebeklerde günde 400 IU, 3-18 yaş arası çocuklarda günde 600 IU, 18 yaş ve üzeri yetişkinlerde günlük 1000 IU yeterli dozlardır. Bu doz alımları D vitamini düzeyinin yeterli olmasını sağlayabilir. Eğer eksiklik varsa bu durumda günde 2000-3000 IU, 3-6 hafta boyunca verilebilir. Ancak eksiklik durumunun tedavisi hastanın özelliğine göre de değişiklik gösterebilir. Mutlaka hekim kontrolünde yapılmalıdır. Yağlı dokuda birikebilen bir vitamin olduğu için dozlar mutlaka hekim nezaretinde olmalıdır.” uyarısında bulundu.
Prof. Ünüvar; “Yeni doğandan itibaren bebekler D vitamini kullanabilirler ama önemli olan annelerin uygun doz kullanımına dikkat etmeleridir. Tabii kullandıkları D vitaminin içeriği ve katkı koruyucu madde içeriklerine dikkat etmelerini, yetişkinler ve gebelerin ise günlük destek dozunda ve ihtiyaç doğrultusunda D vitamini takviyesi almalarını tavsiye ederim” dedi.