Aslında biliyorum nereden geldiğini. Kahve yaparken geçmiş doğum günlerimden birini hatırladım. Sevdiğim dostlarım, annem, neredeyse tüm kadro eksiksiz gibi yanımdaydı. Herkesin ayrı bir yeri vardı. Ben de tek tek anlatmıştım hislerimi, neler paylaştığımızı. Biraz kahkaha, biraz buruk tebessümlerle anmıştık yaşanmışlıklarımızı. Onlar da benimle ilgili fikirlerini söylemişlerdi. Duygu dolu anların içindeydik. Sonra, içlerinden biri aldı mikrofonu eline ve itirafta bulundu. “Ben yıllarca sana aşıktım!” Ortalığı buz kesti.
Nasıl yani? En iyi arkadaşlarımdan biriydi. Bana karşı herhangi bir his içinde olabileceği aklıma bile gelmezdi, daha da kötüsü hiç hissetmemiştim. Bir de akıllı hatunum diye geçinirim. Cümlenin ardından donup kalmıştım. Kafamı masaya çevirdiğimde herkesin ağzı açık, bize bakıyorlardı. Hatta bize değil, sadece bana. Ne cevap vereceğimi merak ediyorlardı. Aynı merak bende de vardı. Ne denir ki şimdi?
Kendimi onun yerine koydum bir an. Kim bilir ne kadar zaman cesaretini toplamak ve bu itirafı yapmak için beklemişti? Üstelik de en tanıdık insanların içinde. Zor bir durumdu. O da bir cevap bekliyordu. Bu durumda iki tane yol vardı. Ya kadın (ben), adamın boynuna coşku ile sarılır ve “ben de seni seviyorum” gibi cümleler söylerdi; ya da “ah canım benim, çok gurur duydum ancak ben seni sadece arkadaş olarak görüyorum” diye yumuşak ve acıtan bir reddetmeyle olayı kurtarırdı. Bunların hiçbirini yapamadım. Ağzımdan çıkan sadece kahkaha ile karışık şu cümle oldu: “İyi de şekerim, bunu söylemek için 15 yıl kadar geç kalmadın mı? İnsan daha önce haber verir.”
Bunun üstüne hepimiz güldük, o arkadaş yerine oturdu, olay geçiştirildi ve konunun üstü bir daha hiç açılmamak üzere örtüldü. Eğlence devam etti. Benim aklımda ise bir çengel asılı kaldı. Eski sevgiliyle arkadaşlığa dönüşebilen ilişkiler vardı ama eski arkadaş sevgiliye dönerse ne olurdu?
Çevremde gördüğüm bu örneklerden çok azı ilişkilerini yürütmüş, evlenmiş ve mutlu olmuşlardır. O güne kadar kız arkadaşları başta olmak üzere birçok sırrını bildiğiniz arkadaşınızla, sevgili olduktan çok kısa bir süre sonra bunun büyük hata olduğunu anlarsınız. Tüm kötü huylarını, açıklarını hatta en mahrem hallerini bile bildiğiniz adamın, sevgiliniz olması durumunda ilişki, kuşkular ve geçmiş ilişkiler yüzünden huzur bulamaz. Sizin ayrıldığınız sevgilinize davranışlarınızı, ne kadar aşık olduğunuzu, ayrılık ardından ne kadar ağladığınızı bilen dostunuz, her hareketinizde mukayese yapacak, kıyaslamalarda kendini daha aşağıda bulacak, sizin onu sevmediğinize karar verecek, gereksiz kavgalar, sessiz kızgınlıklar ve kırgınlıklar yüzünden ilişki parçalanacaktır. Tam tersi sizin için de geçerli olacaktır elbette. “Eski kıza doğum gününde bilmem ne yapmıştı, almıştı, bak bana yapmadı” şeklinde kuruntular yüzünden huzurunuz kaçacak. Sonuç ayrılık olacak, daha da kötüsü, bir dostunuzu kaybedeceksiniz. Ne kadar medeni olursanız olun, eskisi gibi paylaşamayacaksınız. Hisleriniz devreye girecek, artık ona aynı gözle bakmıyor olacaksınız. Yani, testi kırılmış ve su sızdırıyor olacak.
Bu yüzden, eski sevgilinizle arkadaş kalmak, arkadaşınızla sevgili olmaktan daha iyidir. Ama başınızdan atmak ve bir daha görmek istemediğiniz bir erkek varsa, onunla kısa bir flört, kendisini sonsuza kadar hayatınızdan uzak tutacaktır. Tavsiyem, sağlam dostlarınızı sevgili kategorisine almayın. Elbette sizi çok iyi anlayan, her kötü anınızda yanınızda olan bir erkekten daha iyi sevgili olmaz; ancak onu hayatınıza alınca, o kötü zamanları yaşamınıza getiren kendisi olacağı için, omzunda ağlayacak bir dostunuz kalmayacaktır. Harcamayın! İstediğiniz kadar sevgili bulabilirsiniz ancak sağlam bir dostu çok zor!
Candan Ünal
Yüksek Topuklar Aşk Editörü
Candan.unal@yuksektopuklar.net
*Tüm hakları Yüksek Topuklar.net’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.