Yaşamak dediğin öyle kısa bir an ki aslında, bir saniye sonra yok olabilirsin. Tüm yaşadıkların bir toz gibi savrulup gider. Bir insandan geriye ne kalır ki? Anıları, sevgisi, yaşama kattıkları, fikirleri, dostlukları…
Hayatı erteleyenlerin, zamanı döndürecek şansları olsa, hiç tereddütsüz dibine kadar yaşayacaklarına bahse girebilirim. Bu yüzden insan özellikle sevgi gibi değerli bir duyguyu yakalamışsa, mutlaka sahip çıkmalıdır.
Korkularını anlıyorum ancak ben aşkın acısını da severim. Sevginin, gözyaşının kavurmadığı bir yürek, hiç yaşamamıştır. Aşk dediğin ruhu besler, büyütür, aynı şekilde ayrılık ve acı da öyledir. Korkarak kaçtıkların seni ancak kendinden korur, fakat yaşam öyle büyük tecrübelerin toplamıdır ki, insan özellikle kaçtığı ve korktuğu şeylere yakalanarak terbiye edilir.
Ben kaçan kovalanır cümlesinin bir kısmına katılmakla birlikte, kovalamanın da bir sabrı olduğunu düşünürüm. Evet, naz kadına yakışır ama fazla naz da aşık usandırır. Ayrıca kaç kaç nereye kadar ve kaç kişiden? Eğer seni sevdiğini söyleyen o beyefendinin, iyi bir yüreğe, vicdana, düzgün bir kişiliğe sahip olduğuna inanıyorsan, neden şansını denemiyorsun? Mutlu olmayacağının garantisi mi var? Her ilişki mutlaka acı verecek diye bir kural yok. Ayrıca sonunda ayrılık ve gözyaşı olsa bile, yaşayacağın mutluluğa değmez mi?
Her şey erkete bitiyor demişsin. Buna katılmıyorum. İlişki tek taraflı yaşanan bir monolog değildir. Adı üstünde ilişki! Her iki tarafında ortak emeği, iyi niyeti ve cesareti ile gelişir. Armut piş ağzıma düş bir aşk görmedim ben bugüne kadar. Öyle olursa da ona aşk denir mi diye düşünmek gerekir.
Bir ilişkiye başlamadan, onun gideceği zaman dilimini belirlemek hatalı olur. Evet, iki sene içinde insanlar değişir. Hatta bir günde bile değişebilir. Ancak bu sadece erkeklere ait bir değişim değildir. Kadınlar da buna dahildir. Zaten ötekisi biraz saçma olur. Bir ilişki seni değiştirmiyorsa, farklı bir bakış açısı, artı değer, yeni bir öngörü kazandırmıyorsa, orada bir hata vardır. Ayrılırsak diye korkarak ilişkiye başlanmaz. Ayrılırsan ayrılırsın, ne olmuş? Cebine koyduklarının, yaşadıklarının, acı ve tatlı anıların, beslendiklerinin keyfini yaşarsın. Ben her kalbin en az bir kere aşk acısıyla kavrulması gerektiğini düşünürüm. Başka türlü büyümek, anlamak ve algılamak bana biraz zormuş gibi geliyor. Bu yüzden sevgili Aslı, hadi bir cesaret, kollarını açarak at kendini aşkın sularına. Aşk her şeyi çekmeye değer!
Sevgilerimle
Candan Ünal
Yüksek Topuklar Aşk ve İlişkiler Editörü
Candan.unal@yuksektopuklar.net
Candan Sohbetlere Mektup Göndermek için Tıklayın
merhabalar..birçok yazınızı okudum ama en fazla dikkatimi çeken 1 yıldır peşimden koşuyordu istediği oldu artık aramıyor ifadesi oldu..çok doğru bence her erkek için geçerli bu ilk başlarda çok ilgilidirler ararlar ama sonra çekilmeye başlar kadınlarsa bu değişiklikten çok rahatsız olurlar ve o kaçtıkça üstüne gitmeye başlarlar..sonrada zaten bu ilişkinin neyle sonuçlanacağı bellidir. Candan hanım sizde demişsiniz 2 yıl sonra erkekler değişmeye başlar yani bizim yaşayabileceğimiz mutlu ilişki en fazla 2 yıl mı..yoksa bunu değiştirmek elimizde mi? Şu anda birini seviyorum ama sevgili değiliz mesajlaşıyoruz 5 ay oldu ama hala ilk günkü gibi..çevremdekiler yeter artık bu kadar madem seviyorsun neden sevgili değilsiniz diyorlar. Ama ben bu büyünün bozulmasından korkuyorum yanlış mı düşüncem bilmiyorum..ama aşkta kaçan kovalanır ve sevmeyen ilgisiz taraf daha değerli olur..sizce ne yapmalıyım o sevmesen de razıyım yanımda ol diyor çünkü 5 aydır bir kez bile onu sevdiğimi söylemedim.çok sevmeme rağmen.ben kovalayan taraf olmak istemiyorum acı çekiyor insan üzülüyor ama sevdiği için bitiremiyor..Bence bir ilişkide her şey erkeklerde bitiyor..sizin bu konu hakkındaki düşüncenizi çok merak ediyorum.şimdiden teşekkürler