Her yeni yıl başlangıcında kendimize verdiğimiz sözleri hatırlayın, bir de dileklerinizi. Bu yıl sizin yılınız olacaktı; aşk, hayatınıza yıldırım gibi düşecekti. Hala olabilir, vazgeçmeyin!
Son zamanlarda ne kadar çok insanın mutsuz olduğu dikkatinizi çekti mi? Aşkı arayan ve bulamayanlar, bulduğunu zannedip yanılanlar, küskünler, ümidini kesenler, inancını yitirenler…. Oysa aşk hiçbirimizden vazgeçmedi! Birkaç acı olay yaşadıysanız, bunun suçunu aşka yüklemek ve inancınızı kaybetmek, size doğru geliyor mu? Siz istediğiniz kadar aşktan uzaklaşın, o arkanızdan koşmaktan hiç bıkmayacaktır.
Şimdi anlatacağım formülü daha önce birçok okuyucuma söylediğim ve genellikle başarılı olan bu egzersizler, sizin de yaşamınızda işe yarayabilir.
Elinize bir kağıt, kalem alın. Bugüne kadar yaşadığınız gönül ilişkilerinde ne hatalar yaptınız? Birlikte olduğunuz kişinin ne gibi kötü yanları vardı? Siz, o kişinin hangi özelliklerini sıcak bulup, ilişkiye başladınız? Karşınıza yine aynı tarzda biri çıkarsa, tekrar sever misiniz? Biten aşklarınızda, tüm suçun karşınızdaki kişide olduğuna mı inanıyorsunuz?
Bu soruları yanıtlarken, objektif olmaya gayret edin. Bazı okuyucu mektuplarına bakınca, içlerinde hırs, kin ve isyan biriktirdiklerini görüyorum. Onların isyanı şuna, mükemmel davrandıkları halde, her türlü fedakarlığı yaptıkları halde, karşı taraf ilişkiyi yürütmemiş, aldatmış veya doğru düzgün bir sebep göstermeden gitmiş oluyor. Bu durumda suçun kendilerinde olmadığına inanıyorlar ki, bu bence yanlıştır.
Şunu hiç aklınızdan çıkarmayın, sevdiğiniz kişinin de egoları var. Siz gereğinden fazla özveride bulunursanız, çok fazla üstüne titrerseniz, kişiliğinizden ve yaşam tarzınızdan tavizlerde bulunursanız, karşı taraf için değersizleşirsiniz. Elbette aşk emek ister, mutlaka karşılıklı fedakarlıklarda bulunmayı gerektirir ancak bunun sınırını çizemezseniz, herkesin sizi kullanmasına yol açmış olursunuz. Mükemmel kadın olmaya çalışmayın, bu ayrılığa davetiye çıkarmaktır. Bir de konuya karşı tarafın gözlerinden bakmayı deneyin. Siz her türlü tavizi verip, kişiliğinizden ve yaşam tarzınızdan vazgeçip, birine teslim oluyorsanız, bu sizi karşı taraf için kimliksiz kılar. Bu davranışlar, birlikte olduğunuz şahsa şu sinyali yollar: “Ben kendimi sevmiyorum.” Siz kendinizi sevmezken, başkasının sevmesini nasıl beklersiniz?
Yazdıklarınız ve kendinizle hesaplaşmanız bittiğinde, yaptığınız hataları çok net görmüş olacaksınız. Sıra geldi, mucizeler yaratmaya! Evinizi veya odanızı temizleyeceksiniz. Mutlaka temizlik yapıyorsunuzdur ancak bu sefer işler biraz değişik olacak. İmkanınız varsa, birkaç eşyanın yerini değiştirin. Yaşadığınız mekanda karışık görünen yerleri toparlayın. Kütüphane, çekmece içleri, her taraf düzene girmeli. İçinizden, bu temizliğin yaşamınızda ters giden şeylere son vermesi ve daha güzel aşklar getirmesi için yapıldığını tekrarlayın. Mis gibi kokan evinizde veya odanızda oturun ve diğer egzersize geçin.
Yine elinize bir kağıt ve kalem alın. Bu sefer, sizi mutlu edecek bir erkeğin, hangi özelliklere sahip olması gerektiğini listeleyin. Ancak size ufak bir tüyo, “çok zengin ve çok yakışıklı olsun” dilekleri, genellikle hedefine ulaşmıyor. Daha önce yaşadığınız deneyimleri de göz önüne alarak, size nasıl davranmasını istediğinizi, hangi kişisel özelliklere sahip olacağını yazın. Birliktelikte önem verdiğiniz konuların altını çizin. Şimdi yapmanız gereken, bu listeyi bir mektup haline getirip, aşk meleklerine postalamak. Tabii ki postaneye gitmeyeceksiniz! İster denize atın, ister bir çiçeğin altına gömün, isterseniz yakın. Bu simgesel bir postalama, yeter ki, o mektubun aşk meleklerine gittiğini aklınızda imgeleyin ve inanın.
Son olarak, alışverişe çıkıyorsunuz. İlişkilerde ne çok önemsediğiniz konuyu belirlemiştiniz. Buna uygun bir şey alacaksınız. Eğer birliktelikte en önem verdiğiniz şey sohbet etmekse, kendinize iki tane kahve fincanı alın. Cinsellik çok önemliyse, bir çarşaf takımı satın alın. İsterseniz ikisini de alabilirsiniz. Ancak hayatınızın aşkı karşınıza çıkana kadar, bu eşyaları kullanmayın.
Evren, temiz yürekle ve içtenlikle istenen dileklerimize, kayıtsız kalmaz. Bu egzersizleri yaparken, neyi istediğinizi, hatalarınızı, bir ilişkiden beklentilerinizi belirlediniz. Ne istediğini bilen ve inanan insanlar, başarıya mutlaka ulaşırlar. En önemli şey, inanmaktır. Gerçek aşkı istiyorsanız, kendi mucizenizi yaratacaksınız…
Candan Ünal
Yazar&İlişki Danışmanı
candan.unal@yuksektopuklar.net
Twitter: @candanunal
Facebook: www.facebook.com/candanunalaskveiliskiler
*Tüm hakları Yüksek Topuklar.net’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.